Türkiye’de Altı Yıllık Zaman Dilimi İçerisinde
Kan Kültürlerinden Soyutlanan Maya Mantarlarının Tür Dağılımı: Çok Merkezli Bir Çalışma
Distribution of Yeast Species Isolated from Blood Cultures for a Six Year Period in Turkey:
a Multicentre Study
M. Cem ERGON1, Mine DOLUCA DERELİ1,Beyza ENER2,M. Altay ATALAY3, A. Nedret KOÇ3, Nilgün ÇERİKÇİOĞLU4, Zayre ERTURAN5, Sebahat AKSARAY6,7
1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir.
1 Dokuz Eylül University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Izmir, Turkey.
2 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Bursa.
2 Uludağ University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Bursa, Turkey
3 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri.
3 Erciyes University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Kayseri, Turkey
4 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
4 Marmara University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Istanbul, Turkey.
5 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
5 Istanbul University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Istanbul, Turkey.
6 İstanbul İli Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Merkez Laboratuvarı, İstanbul.
6 Central Laboratory of Istanbul Anatolian North Public Hospitals Association, Istanbul, Turkey.
7 Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
7 Health Sciences University Hamidiye Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, İstanbul, Turkey.
Makale Atıfı: Ergon MC, Doluca Dereli M, Ener B, Atalay MA, Koç AN, Çerikçioğlu N ve ark. Türkiye’de altı yıllık zaman dilimi içerisinde kan kültürlerinden soyutlanan maya mantarlarının tür dağılımı: çok merkezli bir çalışma. Mikrobiyol Bul 2020;54(4):638-646.
ÖZ
Maya mantarları, başta Candida türleri olmak üzere yüksek mortalite ve morbidite ile seyreden sağlık hizmeti ile ilişkili kan enfeksiyonlarına neden olmaktadır. Kandidemiler, hastanelerde uzamış yatış süreleri ve artan maliyetlere neden olmaktadır. Hayatı tehdit eden bu kan enfeksiyonlarını başarılı bir şekilde önlemek veya tedavi edebilmek için etkenler ile ilgili ulusal epidemiyolojik veriler hazır olmalıdır. Türkiye’de, çok merkezli ulusal kandidemi verisi eksiktir. Bu retrospektif çalışmada, klinisyenlerin erken ve uygun antifungal tedavi seçimlerine katkıda bulunabilmek amacıyla, Türkiye’deki altı farklı merkezden 2011-2016 yılları arasındaki veriler toplanarak maya türlerinin dağılımı ve sıklığı analiz edilmiştir. Çalışma kapsamında yer alan tüm laboratuvarlarda izolatların eldesi için otomatize kan kültür sistemleri kullanılmıştır. İzolatların tanımlanması, çalışmada yer alan merkezlerin kendileri tarafından çimlenme borusu testi, mısır unlu tween 80 agar ve kromojenik besiyerindeki görünüm gibi konvansiyonel yöntemlerle gerçekleştirildikten sonra API 20C AUX, API ID 32C veya “matrix-assisted laser desorption/ionization time of flight mass spectrophotometry (MALDI-TOF MS)” yöntemleri ile doğrulanmıştır. Sonuçlar, yoğun bakım üniteleri (YBÜ), diğer yatan hasta klinikleri (DYHK) ve toplam tüm klinikler (TK) bazında değerlendirilmiştir. Çalışmada yer alan merkezlerden altı yıllık dönemde, 2.547 maya izolatı elde edilmiştir. Toplam TK verilerine göre, en sık saptanan maya türü Candida albicans (%43.1) olurken, bu türü Candida parapsilosis kompleks (%29.1), Candida glabrata (%10.1), Candida tropicalis (%7.5), Candida krusei (%2.4), Candida kefyr (%1.6) ve diğer maya türleri (%6.2) izlemiştir. Candida türlerinin yıllara göre dağılımında, C.parapsilosis kompleks için 2016 yılında gözlenen artış (p= 0.02) dışında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Çalışma süresince, merkezlerin YBÜ’lerinden toplam 1.054 maya izolatı elde edilmiştir. YBÜ’lerde, C.albicans 476 (%45.2) izolat ile ilk sırada yer alırken, C.parapsilosis kompleks (%28.7), C.glabrata (%10.7) ve C.tropicalis (%7.3) bu türü izlemiştir. Çalışmada yer alan altı merkezin DYHK’lerinden elde edilen toplam 1.493 maya izolatı içerisinde 622 (%41.7) izolat ile C.albicans en sık saptanan tür olmuştur. DYHK’lerde sık saptanan diğer türler, YBÜ’lerdeki sonuçlara benzer şekilde C.parapsilosis kompleks (%29.5), C.glabrata (%9.6) ve C.tropicalis (%7.6) olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinde yer alan altı farklı merkezde C.albicans, halen fungal kan enfeksiyonlarının en sık nedenidir.
Anahtar kelimeler: Maya; epidemiyoloji; kan kültürü; kandidemi; Türkiye.
ABSTRACT
Bloodstream infections due to yeast species especially Candida spp. have been reported to be important healthcare associated infections with high mortality and morbidity rates. Candidemia causes prolonged hospital stays as well as increased cost. In order to prevent or treat these life-threatening bloodstream infections successfully, nationwide epidemiological data should be available about the etiological agents of these infections. Multi-centre national epidemiological data on yeast bloodstream infections in Turkey is lacking. A retrospective study was designed and data from six different centres in Turkey between 2011 and 2016 years were gathered and analysed for the distribution and frequency of yeast species in order to assist clinicians in their choice of early and appropriate antifungal therapy. All laboratories used automated blood culture systems for the isolation of blood strains. All the participating centres performed the identification of their own isolates by conventional methods using germ tube test, morphology on corn meal agar with tween 80 and chromogenic media and the identification was confirmed by API 20C AUX, API ID 32C or matrix-assisted laser desorption/ionization time of flight mass spectrophotometry (MALDI-TOF MS) systems. The analysis of the results was performed on the basis of intensive care units (ICUs), other inpatient clinics (OICs) and totally all clinics (ACs). Totally 2547 yeast isolates were determined from six participating centres during six years. According to the total ACs results, Candida albicans was the most prevalent species (43.1%), followed by Candida parapsilosis complex (29.1%), Candida glabrata (10.1%), Candida tropicalis (7.5%), Candida krusei (2.4%) and Candida kefyr (1.6%) and the remaining (6.2%) of them consisted of other yeast species. The distribution of the Candida species did not show statistically significant difference between the years, however the increase of C.parapsilosis complex in 2016 was statistically significant, (p= 0.02). During the study period, totally 1054 yeast isolates were obtained from the ICUs of the centres. C.albicans predominated with 476 (45.2%) isolates and C.parapsilosis complex (28.7%), C.glabrata (10.7%) and C.tropicalis (7.3%) were the other leading species in ICUs. Among 1493 isolates of the OICs of six centres participated in the study, C.albicans was the most prevalent species with 622 (41.7%) isolates. The other frequent species of OICs were C.parapsilosis complex (29.5%), C.glabrata (9.6%) and C.tropicalis (7.6%) resembling ICU results. It can be concluded that C.albicans is still the leading cause of bloodstream infections in the six different centres located in various geographical areas of Turkey.
Keywords: Yeast; epidemiology; blood culture; candidemia; Turkey.
Geliş Tarihi (Received): 17.03.2020 - Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 19.07.2020
GİRİŞ
Başta Candida olmak üzere maya türlerine bağlı olarak gelişen sağlık hizmeti ilişkili (SHİ) kan enfeksiyonları yüksek mortalite ve morbidite ile seyretmektedir[1],[2]. Kandidemiye bağlı mortalite oranları yaklaşık % ≥ 40 olarak bildirilmektedir[2],[3]. Candida türleri, SHİ kan enfeksiyonlarının yaklaşık %9’undan etken olarak soyutlanmaktadır[4],[5]. Candida türleri, kan enfeksiyonlarından en sık soyutlanan etkenler arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde dördüncü sıradadır5. Kandidemiler, uzamış yatış süreleri ve artan maliyetler nedeni ile hastalar ve sağlık kuruluşları açısından önem taşımaktadır[1],[6].
Candida albicans, halen en sık soyutlanan maya türü olarak bildirilse de yeni yapılan epidemiyolojik araştırmalar, son 10 yılda kandidemilerde albicans dışı Candida türlerinin özellikle kritik hastalardaki insidansında artış olduğunu bildirmektedir[2],[7].
Hayatı tehdit eden bu kan enfeksiyonlarını önlemek ve başarılı şekilde tedavi edebilmek için hastalara uygun zamanda doğru antifungal ilaçların ampirik veya profilaktik olarak başlanması gereklidir. Farklı Candida türlerinde, klinik prognozun ve antifungal direnç paternlerinin farklı olabilmesi nedeni ile tür dağılımının saptanması önemlidir. Bu nedenle, kandidemi etkenleri ile ilgili ulusal epidemiyolojik veriler hazır olmalıdır.
Türkiye’de yoğun bakım üniteleri (YBÜ) ve diğer kliniklerdeki kandidemi etkenlerinin dağılımı ile ilgili çok merkezli ulusal veri eksiktir. Bu eksikliği gidermek amacı ile altı farklı merkezden 2011-2016 yılları arasına ait veriler retrospektif olarak toplanarak maya türlerinin dağılımı ve sıklığı analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarının sunulması ile klinisyenlerin erken ve uygun antifungal tedavi seçimlerine katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
GEREÇ ve YÖNTEM
Bu çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu onayı ile gerçekleştirildi (Tarih: 24/02/2020 ve Karar no: 2020/05-02).
Bu çalışmada, Türkiye’de yer alan altı merkezdeki kan kültürlerinden 2011-2016 yılları arasında soyutlanan maya türlerinin dağılımı araştırıldı. Sonuçlar, YBÜ’ler, diğer yatan hasta klinikleri (DYHK) ve toplam tüm klinikler (TK) bazında değerlendirildi.
Çalışmada Yer Alan Merkezler
Bu çalışmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi (İzmir), Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (Bursa), Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (Kayseri), Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi (İstanbul), İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi (İstanbul) ve İstanbul İli Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Merkez Laboratuvarı (İstanbul) şeklinde altı merkez katıldı. Son sırada belirtilen merkez, araştırmaya sadece 2014-2016 yılları arasındaki verileri ile yer aldı. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, araştırmaya 2011 ve 2012 yıllarına sadece YBÜ izolatları ile katılırken, diğer yıllara YBÜ ve DYHK izolatları ile katıldı. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi ise tüm yıllarda DYHK verileri ile araştırmada yer aldı.
İzolatların Soyutlanması ve Tanımlanması
Bu çalışmada yer alan merkezlerde, kan izolatlarının soyutlanması için BACTEC 9120, BACTEC 9240, BACTEC FX (Becton Dickinson Diagnostic Systems, Amerika Birleşik Devletleri) ve BacT/ALERT 3D (bioMérieux, Fransa) otomatize kan kültür sistemleri kullanıldı.
İzolatlar, üremiş oldukları merkezler tarafından tanımlandı. Tanımlama işlemi, ilk olarak çimlenme borusu testi, mısır unlu tween 80 agar ve kromojenik besiyerindeki görünümün değerlendirilmesi gibi konvansiyonel yöntemlerle gerçekleştirildi. Maya izolatlarının tanımlanması API 20C AUX, API ID 32C (BioMérieux, Fransa) veya VITEK MS (bioMérieux, Fransa) sistemleri ile doğrulandı. Tanımlamalar tür kompleksi düzeyinde yapılarak farklı tanımlama yöntemleri ile elde edilen veriler birlikte değerlendirildi.
Aynı kan kültüründen soyutlanan farklı türlerdeki maya izolatları çalışmaya dahil edilirken, aynı hastadan 30 günlük zaman içerisinde soyutlanan aynı türdeki maya izolatlarından sadece bir tanesi alındı. Aynı hastadan, 30 günden daha uzun bir süre sonra, aynı türden maya mantarı üremesi, yeni bir epizot olarak kabul edildi.
İstatistiksel Analiz
Maya türlerinin yıllara göre izolasyon oranları, ki kare testi ile karşılaştırıldı. Analiz için Open Epi V 3.01 programı (http://www.openepi.com) kullanıldı. 0.05’ten küçük alfa hata seviyesi istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Bu çalışmada yer alan altı merkezde, altı yıllık dönemde, toplam 2.547 maya izolatı elde edilmiştir. İzolatların 1.054’ü YBÜ’lerden, 1.493’ü ise DYHK’lerden soyutlanmıştır. Toplam 2.547 izolat içerisinde C.albicans 1.098 (%43.1) izolat ile en sık soyutlanan tür olurken, bu türü Candida parapsilosis kompleks (n= 742; %29.1), Candida glabrata (n= 257; %10.1), Candida tropicalis (n= 190; %7.5), Candida krusei (n= 61; %2.4) ve Candida kefyr (n= 40; %1.6) izlemiştir. Bu altı tür, tüm etkenlerin %93.8’ini oluştururken, kalan %6.2’lik kısmı diğer Candida türleri (n= 96; %3.7) ve Candida dışı maya türleri (n= 63; %2.5) oluşturmuştur. Saprochaete capitata (%0.9), Trichosporon spp. (%0.4), Saccharomyces cerevisiae (%0.4) ve Cryptococcus neoformans (%0.4) Candida dışı maya türleri arasında en sık saptananlar olmuştur. Candida türlerinin yıllara göre dağılımında, C.parapsilosis kompleks için 2016 yılında gözlenen artış (p= 0.02) dışında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Bu farkın, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi merkezlerindeki C.parapsilosis izolasyonunda 2016 yılında (%34.2) görülen dikkat çekici artıştan kaynaklandığı gözlenmiştir. Tüm merkezlerdeki maya türlerinin yıllara göre dağılımı ve eğilimleri (Şekil 1)’de verilmiştir.
Bir merkez hariç tüm merkezlerde, C.albicans ve C.parapsilosis kompleks birinci ve ikinci sıklıkta saptanmıştır. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ise soyutlanan C.parapsilosis kompleks oranı, C.albicans oranını geçerek bütün yıllarda birinci sıraya yerleşmiştir. Toplam altı yıllık dönemde türlerin merkezlere göre dağılımı, (Şekil 2)’de sunulmuştur.
Çalışma süresince, beş merkeze ait YBÜ’lerden elde edilen toplam 1.054 ve altı merkezin DYHK’lerinden elde edilen toplam 1.493 maya izolatı araştırmaya dahil edilmiştir. YBÜ ve DYHK’lerde, tür sıklığı sıralaması TK’lerde gözlenen sıralamadan bir farklılık göstermemiştir. Maya türlerinin klinik bölümlere göre dağılımı ve oranları (Şekil 3)’te verilmiştir. C.albicans ve C.parapsilosis kompleks, tüm merkezlerin YBÜ’lerinde, ilk iki sırada yer alan türler olarak belirlenmiştir. C.parapsilosis kompleks, Dokuz Eylül ve Uludağ Üniversitesi Hastanelerinin DYHK’lerinde en sık gözlenen tür olarak saptanırken, diğer merkezlerin DYHK’lerinde ise C.albicans ilk sırada yer almıştır. C.parapsilosis kompleksin, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde 2011, 2013, 2014 ve 2016 yıllarında; Uludağ Üniversitesi Hastanesinde ise 2012, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında birinci sırada yer aldığı saptanmıştır.
TARTIŞMA
C.albicans, kan kültürlerinden halen en sık soyutlanan maya türü olmasına rağmen albicans dışı Candida türleri, dünyanın değişik coğrafi bölgelerinden son yıllarda giderek artan oranlarda rapor edilmektedir[6],[7]. Çeşitli Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalarda, C.albicans %49-70 ile kan kültürlerinden en sık soyutlanan maya türü olurken, Kuzey Avrupa ülkelerinde, diğer Avrupa ülkelerinden daha yüksek bulunmuştur[2],[8]-[11]. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da yapılan çok merkezli araştırmalarda, C.albicans artık maya izolatlarının çoğunluğunu oluşturmasa da %36-49 arasındaki oranlarla halen en sık saptanan tür olarak raporlanmaktadır[7],[12][13]. Altı Asya ülkesine ait verileri içeren bir başka çalışmada, C.albicans türünün soyutlanma oranı %41.3 olarak belirlenmiştir[14]. Özet olarak, dünyada C.albicans saptanma oranı %36-70 arasında yer almaktadır. Türkiye’de daha önce yapılan çalışmalarda ise C.albicans oranı %37.2-58.3 arasında belirlenmiştir[15]-[18]. Çalışmamızda elde ettiğimiz %43.1 oranı bu aralıklar içerisindedir.
Kuzey Amerika ülkelerinde, kan enfeksiyonlarında, C.glabrata %27-30 ile en sık saptanan albicans dışı Candida türü olurken, bunu %8-16 ve %5-9 oranları ile C.parapsilosis ve C.tropicalis türleri izlemiştir[7],[12],[13]. Kuzey Avrupa ülkelerinde en sık saptanan ikinci tür, %13.2-17.5 oranı ile C.glabrata olmuş ve bu türü sıralamada C.tropicalis (%5.9-13.0) ve C.parapsilosis (%4.3-5.8) izlemiştir[9]-[11]. Avrupa’nın diğer bölümlerinde ise albicans dışı Candida türlerinde soyutlanma sırası C.parapsilosis (%18.5-28.0), C.glabrata (%10.4-13.8) ve C.tropicalis (%6.0-6.5) olarak belirlenmiştir[2],[8],[19]. Asya ülkelerinde C.tropicalis (%25.4), C.glabrata (%13.9) ve C.parapsilosis (%12.1) ilk üç sırada yer alan albicans dışı Candida türleridir[14]. Çalışmamızda ise albicans dışı Candida türleri sıralaması C.parapsilosis kompleks (%29.1), C.glabrata (%10.1), C.tropicalis (%7.5) ve C.krusei (%2.4) şeklindedir. Araştırmamızda, ilk iki yıldan sonra C.parapsilosis kompleks oranında artış saptansa da sadece 2016 yılındaki artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu. C.parapsilosis, kateter ilişkili enfeksiyonların önemli etkenlerinden biridir ve çalışmamızda soyutlanma oranında belirlenen artış kateter kullanımına bağlı olabilir. Ancak bu iddiayı destekleyecek verilere sahip değiliz. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, C.parapsilosis %15.2-32.2 arasındaki oranlarla en sık saptanan ikinci maya türü olarak belirlenirken, C.tropicalis ve C.glabrata, sırasıyla üçüncü ve dördüncü sırada yer almışlardır[15],[18]. Çalışmamızda ise C.tropicalis ve C.glabrata tam tersi bir sıralama göstermiştir. Bu farklılık antifungal ilaç kullanım politikalarından kaynaklanmış olabilir. Ayrıca, verilerimizin 2011-2016 yılları arasını kapsaması da bu farklılıkta etkili olabilir.
Yaş, altta yatan hastalık, cerrahi girişim, tıbbi cihaz varlığı ve önceki antifungal sağaltım, maya türlerinin dağılım ve sıklığını coğrafi bölgeden bağımsız olarak etkileyebilmektedir[6]. C.albicans, çocuk ve genç hastalarda daha sık görülürken, C.parapsilosis sıklığı yaş ile azalmakta fakat kaspofungin ve kateter kullanımı ile artmaktadır. C.glabrata, yaşlı hastalarda daha yaygın olup, flukonazol veya kaspofungin kullanımına bağlı artış göstermektedir[6],[20]. Kan izolatlarında C.tropicalis oranı, hematoloji hastalarında ve önceden flukonazol kullanımı olan hastalarda daha yüksektir[14],[20]. C.kefyr, önceki kaspofungin kullanımı ile ilişkili bulunmuştur[20]. Çalışmamızda maya türlerinin dağılımını etkileyen faktörler ile ilgili tam bir değerlendirme yapabilmek, araştırmamızın laboratuvar bazlı retrospektif bir çalışma olması nedeni ile mümkün olamamıştır.
“SENTRY Antimicrobial Surveillance” programının dünyanın çeşitli bölgelerindeki 79 tıbbi merkezden topladığı veriler incelendiğinde, kan kültürlerinden soyutlanan Candida türlerinin dağılımında YBÜ ve DYHK’ler arasında minör farklılıklar saptanmıştır[21]. Bizim çalışmamız genelinde de maya türlerinin dağılımı açısından YBÜ ve DYHK’ler arasında önemli farklılıklar saptanmamıştır. Dokuz Eylül ve Uludağ Üniversitesi Hastanelerinde, bazı yıllarda DYHK’lerde C.parapsilosis kompleks oranları, C.albicans oranlarını aşmıştır. Ancak, bu farklılığı açıklayabilecek merkezlere özgü durum verilerine ulaşılamamıştır.
İsrail’de yedi yıllık dönemi içeren bir çalışmada, YBÜ’lerde yatan hastalarda C.glabrata izolatlarının oranının daha yüksek olduğu ve bu durumun flukonazol profilaksisinin seçimine bağlı olabileceği belirtilmiştir[22]. Fransa’daki hastanelerde sekiz yıllık bir dönemde C.parapsilosis, DYHK hastalarında YBÜ hastalarına göre daha yüksek oranda (sırasıyla, %13.8 ve %9.1) soyutlanmıştır[20].
İzolatların tanımlanma yöntemlerinin merkezlere göre farklılıklar göstermesi, merkezlerden soyutlanan tüm kandidemi izolatlarının ve 2016 yılı sonrasına ait verilerin çalışmaya dahil edilememesi araştırmamızın kısıtlılıkları arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinde yer alan altı farklı merkezden elde ettiğimiz verilere göre, C.albicans’ın halen fungal kan enfeksiyonlarının en sık nedeni olduğunu ve bu türü C.parapsilosis kompleks ve C.glabrata’nın izlediğini söyleyebiliriz. Çalışmamızda, C.parapsilosis kompleks oranında 2016 yılında saptanan artış istatistiksel olarak anlamlıdır.
ETİK KURUL ONAYI
Bu çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu onayı ile gerçekleştirildi (Tarih: 24/02/2020 ve Karar no: 2020/05-02).
ÇIKAR ÇATIŞMASI
Yazarlar bu makale ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Doç. Dr. M. Cem Ergon,
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
35340, İnciraltı, İzmir, Türkiye.
Tel (Phone): +90 232 412 4513,
E-posta (E-mail): cem.ergon@deu.edu.tr