Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde İzole Edilen İlk
Metronidazole Dirençli Bacteroides Kökeni:
Bacteroides thetaiotaomicron*
The
First Metronidazole-Resistant Bacteroides Species Isolated at Marmara
University Hospital:
Bacteroides thetaiotaomicron
Nurver TOPRAK ÜLGER1, Elvan SAYIN1, Faysal DANE2, Güner SÖYLETİR1
1 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
1 Marmara University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Istanbul, Turkey.
2 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
2 Marmara University Faculty of Medicine, Department of Medical Oncology, Istanbul, Turkey.
* Bu çalışma, XXXV. Türk Mikrobiyoloji Kongresi (3-7 Kasım 2012, Kuşadası, Aydın)'nde sunulmuş ve The American Society for Microbiology en iyi poster ödülüne layık görülmüştür.
ÖZET
İnsan bağırsak mikrobiyotasının önemli bir kısmını oluşturan Bacteroides türleri, ağır batın içi enfeksiyonları, cerrahi yara enfeksiyonları ve bakteriyemiye neden olabilirler. Ayrıca bu bakteriler, diğer anaerop bakterilere göre antibiyotiklere daha fazla dirençlidirler. Karbapenemler, beta-laktam/beta-laktamaz inhibitörleri ve nitroimidazol gibi sınırlı sayıda antibiyotikler Bacteroides türlerinin eliminasyonunda etkilidirler. Ancak son zamanlarda bazı ülkelerde nadiren de olsa nitroimidazollere dirençli Bacteroides kökenleri bildirilmiştir. Metronidazole direnç mekanizmasının çoğunda nim genleri (nim A-G) suçlanmaktadır. Bu raporda, kan kültüründen izole edilen metronidazole dirençli bir Bacteroides thetaiotaomicron kökeni bildirilmektedir. Pankreas başı adenokarsinomu tanısı alan 62 yaşındaki erkek hastanın cerrahi girişim sonrası 5. günde, kan kültüründen gram-negatif zorunlu anaerop bir çomak izole edilmiştir. Geleneksel testler ve ticari biyokimyasal kitler kullanılarak köken, B.thetaiotaomicron olarak tanımlanmıştır. İzolatın antimikrobiyal duyarlılık paterni agar dilüsyon yöntemiyle belirlenmiştir. Direnç genleri, nim genine özgül primer çiftleri kullanılarak polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile araştırılmıştır. Saflaştırılan PCR ürünü dizilenmiş ve GenBank'da bulunan dizilerle karşılaştırılarak analizi yapılmıştır. Metronidazolün MİK değeri 16 mg/L olarak tespit edilmiştir. Köken CLSI kriterlerine göre ara değerde (intermediate) olmakla beraber, EUCAST kriterlerine göre dirençli (> 4 mg/L) bulunmuştur. Bakteride nim geni saptanmış; yapılan dizi analizinde, PCR ürününün nimE geni (embAM042593.1) ile %100 benzer olduğu görülmüştür. Diğer yandan izolat, karbapenemlere ve sulbaktam-ampisiline duyarlı bulunmuştur. Sulbaktam-ampisilin ile tedavi edilen hastanın ateşi 24 saat sonra düşmüştür. Klinik durumunda kayda değer bir düzelme olan hasta 8. günde taburcu edilmiştir. Operasyon sonrası altı ay süreyle onkoloji polikliniğinde takip edilen hasta, hastalığın progresi nedeniyle kaybedilmiştir. Anaerop bakterilere bağlı bakteriyemilerde mortalite oranının yüksek olması nedeniyle, tanının hızlı yapılması ve uygun tedavinin verilmesi hayati önem taşır. Çalışmalar, Bacteroides türlerine bağlı bakteriyemilerde, hastaya, bakterinin duyarlı olmadığı antibiyotiklerin verilmesi halinde olumsuz sonuçların alınacağını göstermiştir. Bu olguda, metronidazole dirençli mikroorganizma, CLSI breakpoint değerlerine göre duyarlı bildirilebilir, buna bağlı olarak da klinik yanıtsızlık görülebilirdi. Dolayısıyla Bacteroides türleri için antibiyotik duyarlılık sonuçlarının, EUCAST MİK değerleriyle yorumlanması daha akılcı gözükmektedir.
Anahtar sözcükler: Bacteroides thetaiotaomicron; metronidazol; direnç; nim geni, Türkiye.
ABSTRACT
Bacteroides species, the predominant constituents of the human intestinal microbiota can cause serious intraabdominal and postoperative wound infections and bacteremia. Moreover, these bacteria are more resistant to antimicrobial agents than the other anaerobes. The limited number of the antimicrobials, such as carbapenems, beta-lactam/beta-lactamase inhibitors and nitroimidazoles are highly effective in eliminating Bacteroides. However, a few metronidazole-resistant isolates have been reported from several countries recently. The nim genes (nim A-G) are suggested to be responsible for the majority of the metronidazole resistance. Here, we describe a metronidazole-resistant Bacteroides thetaiotaomicron isolated from a blood culture. A gram-negative obligate anaerobic rod was isolated from the postoperative 5th day blood culture of a 62-year-old male patient with adenocarcinoma of the pancreas head. The strain was identified as B.thetaiotaomicron by using a combination of conventional tests and commercially available biochemical kits. Antimicrobial susceptibility testing was performed by agar dilution method. The resistance genes were investigated by means of PCR using specific primer pairs for nim gene. The purified PCR product was sequenced and analyzed by comparison of the consensus sequences with GenBank sequences. The MIC for metronidazole was 16 mg/L. Although the strain was intermediate according the CLSI criteria, it was resistant (> 4 mg/L) according to EUCAST criteria. The isolate was nim gene positive, and nucleotide sequencing of the PCR product shared 100% similarity with nimE gene (embAM042593.1). On the other hand the isolate was susceptible to carbapenems and sulbactam-ampicillin. Following administration of ampicillin-sulbactam, the patient's fever disappeared after 24 hours. The clinical condition improved considerably and he was discharged at day 8. The patient was followed up at the medical oncology clinic; however he died due to disease progression six months after surgery. Since anaerobic bacteremia is associated with high mortality rate, prompt diagnosis and proper management are critical. The studies on Bacteroides bacteremia have revealed adverse outcomes in patients receiving antibiotics to which the bacterium was resistant. In the present case, the metronidazole-resistant organism would be reported as susceptible according to CLSI breakpoint value and on account of this result the treatment might lead to clinical failure. Therefore EUCAST MIC values seem to be more rational in case of Bacteroides antibiotic susceptibility testing.
Key words: Bacteroides thetaiotaomicron; metronidazole; resistance; nim gene; Turkey.
Geliş Tarihi (Received): 08.03.2013 • Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 24.05.2013
GİRİŞ
Bağırsak mikrobiyotasının önemli bir kısmını oluşturan Bacteroides türleri, kanser varlığı, cerrahi girişim veya yaralanma gibi mukoza bütünlüğünün bozulduğu durumlarda invazif enfeksiyonlara neden olabilirler. Anaerop enfeksiyonlarda en sık izole edilen endojen patojenler olan bu bakteriler, çoğunlukla batın içi apseleri veya bakteriyemi gibi yaşamı tehdit eden ölümcül enfeksiyonlara yol açabilirler1. Bacteroides türlerinin bir diğer önemli özelliği, antibiyotiklere diğer anaeroplara göre daha fazla direnç göstermeleridir. Son yıllarda klindamisin ve beta-laktam gibi anaeroplara etki eden antibiyotiklere karşı giderek artan oranda direnç bildirilmiştir. Bu bakteriler karbapenemler, beta-laktam/beta-laktamaz inhibitörleri ve nitroimidazol gibi sınırlı sayıda antibiyotiklere duyarlıdırlar2. Ancak son zamanlarda bazı ülkelerde nadiren de olsa nitroimidazollere dirençli kökenler rapor edilmiştir2,3,4,5.
Bu raporda, pankreas başı tümörü ön tanısı ile opere edilen hastanın kan kültüründen üretilen, metronidazole dirençli bir Bacteroides izolatı; Bacteroides thetaiotaomicron kökeni tartışılmaktadır.
OLGU SUNUMU
Pankreas başı tümörü ön tanısı ile operasyona alınan 62 yaşındaki erkek hastanın, operasyon sonrası 5. günde vücut sıcaklığı 38˚C'ye yükselmiştir. Hastadan kan örnekleri alınmış, aerop ve anaerop kan kültür şişelerine ekilerek laboratuvarımıza gönderilmiştir. Pozitif sinyal veren anaerop kültür şişesinden çikolata, McConkey ve bir tanesi anaerop ortamda inkübe edilmek üzere iki adet koyun kanlı agara ekim yapılmıştır. Anaerop ortamda inkübe edilen kanlı agarda 48 saat sonra orta büyüklükte, gri renkli mukoid kolonilerin oluştuğu gözlenmiş, aerop ortamda inkübe edilen besiyerlerinde ise üreme olmamıştır. Koloniden hazırlanan preparatlarda gram-negatif basiller görülmüştür. İzolat, geleneksel yöntemler, yarı otomotize (Rapid ID 32A, BioMerieux, Fransa) ve otomotize sistemler (MALDI-TOF, VITEK-MS) kullanılarak B.thetaiotaomicron olarak tanımlanmıştır. Aerop kan kültür şişesinde, bir haftalık inkübasyon süresince herhangi bir üreme gerçekleşmemiştir.
Bakterinin, ampisilin, sulbaktam-ampisilin, meropenem, imipenem, klindamisin ve metronidazol antibiyotiklerine duyarlılığı agar dilüsyon yöntemiyle belirlenmiştir. Metronidazol MİK değeri 16 mg/L olarak saptanmış, bunun üzerine metronidazol direnç geni polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile araştırılmıştır6. Direnç genlerinin saptanması için, bakteri DNA'sı izole edilmiş, NIM3-F (5'ATG TTC AGA GAA ATG CGG CGT AAG CG-3') ve NIM5-R (5'- GCT TCC TTG CCT GTC ATG TGC TC-3') primerleri kullanılarak PCR ile nim geni amplifiye edilmiştir7. Döngüler, 95°C'de 2 dakika, 32 döngü (94°C'de 45 saniye, 42°C'de 45 saniye, 72°C'de 1 dakika) ve 72°C'de 10 dakika olarak uygulanmıştır7. Negatif kontrol olarak ATCC 25285 B.fragilis, pozitif kontrol olarak B.fragilis nimA, nimB, nimC, nimD ve nimE genine sahip beş köken (Prof. Dr. Elizabeth Nagy, Szeged Üniversitesi, Klinik Mikrobiyoloji Enstitüsü, Macaristan'dan temin edilmiştir) kullanılmıştır.
Çalışılan kökenin metronidazol MİK değeri 16 mg/L'dir. Metronidazol "MİK 16 mg/L" değeri CLSI kriterlerine göre ara değerde (intermediate), EUCAST kriterlerine göre ise dirençli (> 4 mg/L) grubunda yer almaktadır5,6. Kökenin, diğer antibiyotiklerden ampisilin ve klindamisine dirençli, ancak ampisilin-sulbaktam ve karbapenemlere duyarlı olduğu gösterilmiştir. PCR ile çoğaltılan nim geni REFGEN (Ankara, Türkiye) tarafından dizilenmiş; elde edilen veri Gen Bankası verileriyle karşılaştırılmış ve nimE geni (emblAM042593.1l) ile %100 oranında benzer olduğu görülmüştür8.
TARTIŞMA
Farklı ülkelerden bildirilen metronidazole dirençli Bacteroides türlerinin oranı %1'in altındadır3,5. Ülkemizde sınırlı sayıda yapılmış çalışma bulunmaktadır. Direnç oranı Mamal Torun ve arkadaşlarının9 verilerine göre %4, Erciş ve arkadaşlarının10 yaptığı çalışmada ise %14 bulunmuştur. Hastanemizde ilk kez metronidazole dirençli bir Bacteroides türü; B.thetaiotaomicron kökeni izole edilmiş, bu çalışmada bakterinin fenotipik ve genotipik özellikleri araştırılmıştır.
Metronidazol, 5'nitroimidazol türevleri içinde en fazla kullanılan antibiyotiktir11. Anaerop koşullarda nitro grubunun indirgenmesiyle aktif forma geçen metronidazol, bakteri DNA'sına bağlanarak, baz dizilerini, dolayısıyla çift sarmal yapıyı bozar, DNA replikasyonunu ve transkripsiyonunu engeller. Metronidazole direnç, sıklıkla indirgeme işlevi gören nitroredüktaz enzim aktivitesinin azalması veya hücre içine antibiyotiğin girişinin engellenmesiyle gerçekleşmektedir. Bu iki mekanizmanın beraber bulunduğu anlaşılmıştır. Antibiyotiğin aktif pompa ile dışarı atılması veya DNA'nın hızla yenilenmesinin de ilaca direncin gelişmesine yol açabileceği öne sürülmektedir2,7,10.
Metronidazole dirençli kökenlerde, direncin diğer bakterilere geçişini sağlayan yedi nim (nimA-G) geni tanımlanmıştır. Bu nim genlerinin kodladıkları redüktaz enzimlerinin, nitroimidazolleri toksik olmayan ürünlere dönüştürdükleri anlaşılmıştır12. Sayıları fazla olmamakla beraber nim genleri ülkelere göre farklı dağılım göstermektedir. Fas ve Güney Arabistan'da nimB, İngiltere'de nimA, İtalya'da nimA ve nimC varlığı saptanmış, nimE ise Kuveyt ve Macaristan'dan bildirilmiştir13. Tanımlanan bu nim genlerinden, bir kısmı bakteri kromozomunda yer almakta, bir kısmı ise plazmid üzerinde hareketli DNA parçalarında bulunmaktadır. Hareketli DNA yapıları, direncin bir bakteriden diğerine kolayca aktarılmasına olanak sağlamaktadır14. Bu durum ileride metronidazole dirençli Bacteroides sayısında artışların olabileceği kaygısını yaratmaktadır. Tehlikeyi önlemek veya oluşacak direnci kontrol altında tutabilmek için bakterilerin antibiyotik direnç paternini belirli aralıklarla saptamak ve dirençten sorumlu genlerin durumunu yakından izlemek gerekmektedir15. Periyodik olarak hastanemiz laboratuvarında, izole edilen Bacteroides kökenlerinin antibiyotiklere direnç durumları CLSI'nın önerdiği agar dilüsyon yöntemiyle belirlenmekte ve direnç genleri araştırılmaktadır. Kan ve beyin omurilik sıvısı gibi önemli örneklerden bakterinin izole edilmesi halinde ise klinisyene hızlı bilgi vermek amacıyla E-test yöntemiyle duyarlılık testleri yapılmaktadır.
Olgumuzda, damar yoluyla gidecek şekilde, günde 1 g ampisilin-sulbaktam tedavisi başlanmış, hastanın ertesi gün ateşi düşmüştür. Genel durumunda kayda değer bir düzelme saptanan hasta, operasyon sonrası 8. günde taburcu edilmiştir. Hastanın patoloji raporu T3N1 pankreas invazif duktal adenokarsinomu olarak sonuçlanmıştır. Operasyonun ardından altı ay süreyle hastanemiz onkoloji polikliniğinde takip edilen hasta, hastalığın progresyonu nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ancak gerek anaeroplara bağlı bakteriyemide laboratuvarımızda gerçekleştirdiğimiz uygulama sayesinde, gerekse klinisyen ve laboratuvar arasında kurulan iyi iletişimin bir sonucu olarak, hastada enfeksiyonun tedavisinin başarılı olduğu kanısındayız. Sunulan bu olguda, ampisilin-sulbaktam tedavisine yanıt alınmıştır. Oysa, "CLSI kriterlerine göre dirençli sayılmayan, ancak direnç geni taşıyan bakterinin elimine edilmesinde antibiyotik olarak metronidazol kullanılmış olsaydı klinik yanıtsızlık gelişebilirdi" düşüncesindeyiz. Bu durumda Bacteroides türleri için antibiyotik duyarlılık sonuçlarının, EUCAST MİK değerleriyle yorumlanması daha akılcı gözükmektedir.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Doç. Dr. Nurver Toprak Ülger,
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
Haydarpaşa Kampüsü, İstanbul, Türkiye.
Tel (Phone): +90 216 414 4732,
E-posta (E-mail): nurverulger@yahoo.com