Toplum ve Hastane Kökenli Staphylococcus aureus
Klinik İzolatlarında
Panton-Valentine Lökosidin Varlığının ve Klonal İlişkinin Araştırılması*
Investigation
of the Presence of Panton-Valentine Leukocidin and Clonal Relationship of
Community- and
Hospital-Acquired Clinical Isolates of Staphylococcus aureus
Yücel DUMAN1, Mehmet Sait TEKEREKOĞLU2, Barış OTLU2
1 Afşin Devlet Hastanesi, Kahramanmaraş.
1 Afsin State Hospital, Kahramanmaras, Turkey.
2 İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya.
2 Inonu University Faculty of Medicine, Research and Practice Hospital, Department of Medical Microbiology, Malatya, Turkey.
* Bu çalışma İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2011/51 proje numarası ile desteklenmiştir.
ÖZET
Staphylococcus aureus, toksin ve enzimleri ile toplum ve hastane kaynaklı enfeksiyonlara neden olan önemli patojenlerden birisidir. Bir sitotoksin olan Panton-Valentine lökosidin (PVL), özellikle deri ve yumuşak doku enfeksiyonları ve pnömoniye neden olan toplum kökenli S.aureus suşları tarafından salgılanmaktadır. PVL polimorfonükleer lökositlerde nekroz veya apoptozise neden olarak bakterinin virülansında büyük önem taşımaktadır. PVL, S.aureus'a bağlı enfeksiyonların klinik seyrini ağırlaştırarak, komplikasyon gelişmesine neden olabilmektedir. Yapılan çalışmalar toplum kökenli S.aureus suşlarının önemli virülans faktörü olan PVL'nin hastane ortamlarına hızla yayılmaya başladığını göstermektedir. Çalışmamızda, hastane ve toplum kökenli S.aureus suşlarında PVL varlığının saptanması ve PVL pozitif suşlar arasındaki klonal ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya, çeşitli klinik örneklerden (yara, kan, trakeal aspirat, idrar, dren, kateter, parasentez sıvısı) izole edilen ve CDC kriterlerine göre tanımlanan 88 toplum kökenli ve 177 hastane kökenli olmak üzere toplam 265 S.aureus suşu dahil edilmiştir. S.aureus suşlarında metisilin direnci konvansiyonel yöntemlerle, PVL ve mecA gen bölgeleri polimeraz zincir reaksiyonu ile, PVL pozitif saptanan suşlar arasındaki klonal ilişki ise değişken alanlı jel elektroforezi (Pulsed field gel electrophoresis; PFGE) yöntemiyle araştırılmıştır. Toplum kökenli (TK) suşların %12.5 (11/88)'i, hastane kökenli (HK) suşların %43 (76/177)'ü metisiline dirençli olarak bulunmuştur. TK-S.aureus suşları %86 oranı ile en sık yaradan, HK suşların ise %34'ü yara ve %33'ü kandan izole edilmiştir. TK suşlarda %15, HK suşlarda %3 oranında PVL pozitifliği saptanmıştır. PVL pozitif HK suşların biri pediatri servisi, üçü yoğun bakım ünitesi ve ikisi nöroloji servislerinden gönderilen örneklerden izole edilmiştir. PVL pozitif TK-S.aureus suşlarının ise %39'u dahiliye, %23'ü cerrahi, %15'i dermatoloji, %15'i ortopedi ve %8'i pediatri polikliniklerinden gönderilen örneklerden izole edilmiştir. PVL pozitif TK suşların %92'si yaradan, HK suşların %67'si yara ve %33'ü kandan izole edilmiştir. PVL pozitif HK beş S.aureus suşu PFGE değerlendirilmesinde klonal olarak ilişkili bulunmuştur. Bu izolatların makrorestriksiyon paternleri Tenover kriterlerine göre incelendiğinde üçü ayırt edilemez, ikisi uzak ilişkili olarak değerlendirilmiştir. TK PVL pozitif suşlar arasında klonal olarak ilişki belirlenmemiştir. Sonuç olarak; PVL varlığının sadece toplum kökenli değil hastane kökenli S.aureus izolatlarında da bulunabileceği belirlenmiş ve hastane ortamında PVL pozitif suşların yayılım gösterdiği saptanmıştır. PVL pozitif suşların hastane ortamında yayılması, salgınların ortaya çıkmasına ve morbidite ve mortalite oranlarının yükselmesine yol açabilir. Bu nedenle yapılacak epidemiyolojik çalışmalar, toplum ve hastane kökenli S.aureus suşlarının klonal yayılımının anlaşılmasında yardımcı olacaktır.
Anahtar sözcükler: Panton-Valentine lökosidin; Staphylococcus aureus; toplum kökenli; hastane kökenli; metisilin direnci; klonal ilişki.
ABSTRACT
Staphylococcus aureus is one of the most important pathogens that cause community- and hospital-acquired infections by its toxins and enzymes. Panton-Valentine leukocidin (PVL), a cytotoxin which is especially produced by community-acquired S.aureus strains that cause soft tissue and skin infections and pneumonia. PVL leads to the destruction on polymorphonuclear cells by necrosis or induce apoptosis, so that it has great importance in the virulence of the organism. PVL can also exacerbate the clinical course of S.aureus infections and may lead to severe complications. Studies show that community-acquired PVL-positive S.aureus strains have become prevalent in hospital environments. In this study, we aimed to investigate the presence of PVL from hospital- and community-acquired S.aureus strains and to determine the clonal relationship between the PVL-positive strains. A total of 265 S.aureus strains isolated from different clinical samples (wound, blood, tracheal aspirate, urine, drainaige, catheter, parasynthesis fluid) of which 88 were community-acquired and 177 were hospital-acquired according to the CDC criteria were included in the study. Methicillin resistance of the strains were investigated by conventional methods, the presence of PVL and mecA gene regions by polymerase chain reaction, and clonal relationship among the PVL positive S.aureus strains by pulsed-field gel electrophoresis (PFGE). Community-acquired 12.5% (11/88) and hospital-acquired 43% (76/177) of the strains were found resistant to methicillin. Community-acquired (CA) strains were most commonly isolated from wound samples (86%), while 34% of hospital-acquired (HA) strains were isolated from wound, and 33% were from blood samples. The rate of PVL positivity among CA- and HA-strains were found as 15% and 3%, respectively. Hospital-acquired PVL-positive strains were isolated from the samples originating from pediatric (n= 1) and neurology inpatient clinics and intensive care unit (n= 3). Thirty nine percent of PVL-positive CA-S.aureus strains were isolated from samples originated from internal medicine, 23% from general surgery, 15% from dermatology, 15% from orthopedic surgery and 8% from pediatrics outpatient clinics. Ninety two percent of PVL-positive CA-S.aureus strains have been isolated from wound samples, while 67% of HA-S.aureus strains from wound and 33% from blood samples. Five PVL-positive HA- methicillin-sensitive S.aureus strains were found clonally-related with each other by PFGE. When the macrorestriction patterns were evaluated according to Tenover criteria; three of those isolates were indistinguishable, and two were clonally unrelated. There was no clonal relationship between community-acquired strains. In conclusion we observed that PVL could be detected not only in community-acquired strains but also in hospital-acquired strains. The spread of PVL-positive strains in the hospital environment and even create epidemics, increases the risk of mortality and morbidity. Epidemiological studies will help us to understand the clonal spread of CA and HA-S.aureus strains.
Key words: Panton-Valentine leukocidin; Staphylococcus aureus; community acquired; hospital-acquired; methicillin; resistance; clonal relation.
Geliş Tarihi (Received): 06.05.2013 • Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 24.06.2013
GİRİŞ
Staphylococcus aureus salgıladığı enzim ve toksinler ile hayatı tehdit eden hastane ve toplum kaynaklı enfeksiyonların önde gelen nedenlerinden biridir1. Özellikle toplum kökenli deri ve yumuşak doku enfeksiyonları ile nekrotizan pnömonilerden izole edilen S.aureus suşları tarafından salgılanan Panton-Valentine lökosidin (PVL) önemli bir virülans faktörüdür. PVL; konak savunmasında önemli polimorfonükleer (PMNL), bazofil lökosit, monosit ve makrofajlar üzerine sitolitik etkisi ile porlar oluşturarak lizise neden olmaktadır. Bu sayede PVL, S.aureus'un immün sistemden kaçışı için kritik role sahiptir2,3.
PVL pozitif S.aureus suşlarına bağlı enfeksiyonların klinik seyri daha şiddetli olma eğilimindedir. Örneğin PVL pozitif S.aureus ile ilişkili pnömonide, sepsis, yüksek ateş, lökopeni, hemoptizi, plevral efüzyon ve ölüm daha sık görülmektedir4. Nekrotizan pnömonilerde nötropeni saptanması PVL'nin PMNL üzerine sitolitik etkilerini açıklamaktadır3,4.
PVL pozitif suşların, son iki dekadda dünyada artan klonal yayılımı, önemli halk sağlığı sorularına neden olmaktadır. PVL özellikle toplum kökenli S.aureus suşlarında gözlenmektedir. Ancak yapılan çalışmalar PVL pozitif suşların hastane ortamlarına hızla yayılmaya başladığını göstermiştir5. Hastanelerde yayılım gösteren mikroorganizmaların moleküler yöntemlerle belirlenmesi; enfeksiyon seyrinin izlenmesi, uygulanan enfeksiyon kontrol önlemlerinin değerlendirilmesi, salgın sırasında izolatlar arasındaki klonal ilişkinin anlaşılması açısından büyük yarar sağlamaktadır. Bu nedenle hastanemizde izole edilen toplum ve hastane kökenli S.aureus suşlarında PVL varlığı ve sıklığı araştırılarak, klonal ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Staphylococcus aureus İzolatları
Çalışmaya, 2008-2012 tarihleri arasında hastanemiz mikrobiyoloji laboratuvarında izole edilen, 88 toplum kökenli, 177 hastane kökenli S.aureus suşu alındı. Toplum ve hastane kökenli suşlar Centers for Diseases Control and Prevention (CDC) kriterleri6 dikkate alınarak belirlendi.
Kültür, Antibiyogram ve Tanımlama
Skim Milk (Oxoid, İngiltere) besiyerinde -80°C'de stoklanmış olan S.aureus suşları; %5 koyun kanlı agara ekilerek, 35°C'de 18-24 saat inkübasyon sonrasında yeniden saf kültürleri elde edildi. Elde edilen kolonilerin konvansiyonel yöntemlerle S.aureus olduğu doğrulandı. CLSI önerileri doğrultusunda sefoksitin ve oksasilin diskleri kullanılarak, Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile metisilin direnci belirlendi7.
Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) ile PVL ve MecA Geni Araştırılması
PVL için, Lina ve arkadaşları8 tarafından tanımlanan 433 baz çifti (bp) büyüklüğünde ürün oluşturan Luk-PV-1 ve Luk-PV-2 primerleri, mecA için Merlino ve arkadaşlarının9 tanımladığı primerler kullanıldı (Tablo I).
Amplifikasyon ve elektroforez sonrası görüntüleme için Gellogic 2200 Imaging System (ayrım gücü 1708 x 1280 piksel; Kodak Company, ABD) kullanılarak DNA bantları incelendi. 433 bp'lik DNA fragmentleri lukS/F-PV gen bölgesi pozitif olarak değerlendirildi (Şekil 1).
Değişken Alanlı Jel Elektroforezi (PFGE) Yönteminin Uygulanması
PVL pozitif S.aureus suşları arasındaki klonal ilişki PFGE yöntemi ile araştırıldı. PFGE yöntemi Durmaz ve arkadaşlarının10 modifiye ettikleri protokole göre yapıldı. CHEF-DR II sisteminde (Bio-Rad Laboratories, Belçika) belirtilen elektroforez koşulları (başlangıç vuruş süresi 5.3 saniye, bitiş süresi 34.9 saniye, vuruş açısı 120, akım 6 V/cm2, sıcaklık 14°C, süre 20 saat) hazırlandı. Elektroforez sonrası Gellogic 2200 Imaging System kullanılarak DNA bantları görüntülendi (Şekil 2). GelCompar II yazılım sistemi ile (Version 3.0; Applied Maths, Belçika) bant profilleri analiz edildi. "Unweighted pair group method with mathematical averaging (UPGMA)" kullanılarak dendogram oluşturulup kümeleşme analizi yapıldı. Bantlara bağlı "Dice" benzerlik katsayısına göre suşlar arasındaki ilişki belirlendi. Benzerlik katsayısının hesaplanmasında bant ve profil toleransı; %1-1.5 olarak alındı. Sonuçlar Tenover kriterlerine göre yorumlandı11.
BULGULAR
Çalışmamızda mecA pozitifliği referans alındığında, toplum kaynaklı (TK) suşların %12.5 (11/88)'i, hastane kaynaklı (HK) suşların ise %43 (76/177)'ü MRSA olarak tanımlanmıştır. Konvansiyonel yöntemler ile MRSA olarak tespit edilen 4 suş mecA negatif, mecA pozitif 2 suş ise MSSA olarak bulunmuştur. Toplum ve hastane kökenli S.aureus suşlarının izole edildikleri servis, poliklinik ve klinik örneklere göre dağılımı Tablo II ve Tablo III'te sunulmuştur.
PVL Pozitif S.aureus Suşlarının Değerlendirilmesi
PCR analizi sonucunda, TK 13 (%15) ve HK 6 (%3) S.aureus suşu PVL pozitif olarak saptanmıştır. PVL pozitif TK suşların tamamı MSSA, HK suşların ise 5'i MSSA, 1'i MRSA olarak tanımlanmıştır. HK PVL pozitif MRSA suşu yara kültüründen, HK PVL pozitif MSSA suşlarından 3'ü yara, 2'si kan kültüründen izole edilmiştir. TK PVL pozitif MSSA suşlarının ise 12 (%92)'si yara, 1 (%8)'i trakeal aspirat kültüründen izole edilen suşlardır. PVL pozitif HK-MRSA suşu pediatri servisi, HK-MSSA suşları yoğun bakım ve nöroloji servislerinden izole edilmişlerdir. PVL pozitif TK-S.aureus suşlarının 5 (%39)'i dahiliye, 3 (%23)'ü cerrahi, 2 (%15)'si dermatoloji, 2 (%15)'si ortopedi ve 1 (%8)'i pediatri polikliniklerinden izole edilen suşlardır.
PFGE Sonuçları
PVL pozitif saptanan 13 TK ve 6 HK S.aureus suşu arasındaki klonal ilişki PFGE ile araştırılmış; HK 5 MSSA suşu klonal olarak ilişkili bulunmuştur. Tenover kriterlerine11 göre makrorestriksiyon paternleri irdelendiğinde üçü ayırt edilemez, ikisi uzak ilişkili olarak değerlendirilmiştir. TK suşlar arasında klonal olarak ilişki belirlenmemiştir. İzolatların her birinin ayrı bir genetik tür olduğu saptanmıştır. TK ve HK-S.aureus suşlarının PFGE dendogram görüntüleri Şekil 3 ve 4'te gösterilmiştir.
TARTIŞMA
Metisiline dirençli S.aureus suşları hastane enfeksiyonlarının önemli nedenleri arasındadır12. ABD'de yapılan geniş kapsamlı bir çalışmada, S.aureus'un neden olduğu pnömonilerde; 1986-2005 yılları arasında %12 olan MRSA oranı, 2006-2007 yıllarında %79 olarak bulunmuştur13. European Antimicrobial Resistance Surveillance System (EARSS) 2008 verilerine göre, MRSA oranları kuzey Avrupa ülkelerinde %5'in altında, İngiltere, İspanya, İtalya, Türkiye ve Yunanistan'da %25'in üzerinde, Malta ve Portekiz'de ise %50'lerde seyretmektedir14. Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda MRSA oranını; Kurutepe ve arkadaşları15 %32, Arıdoğan ve arkadaşları16 %41, Ekşi ve arkadaşları17 ise %61 olarak bildirmişlerdir. Hastanemizde 2009 yılında yapılan çalışmada MRSA oranı %36 olarak bulunmuştur18. Çalışmamızda toplum kökenli (TK) suşların %12.5'i, hastane kökenli (HK) suşların ise %43'ü MRSA olarak saptanmıştır.
Yapılan araştırmalar; son iki dekadda PVL varlığı ile karakterize virülan TK-S.aureus klonlarının küresel bir epidemi yaparak hastane ortamına hızla yayılmakta olduğunu göstermektedir12. Bugün TK-S.aureus ve HK-S.aureus arasında ayrım yapmanın gerekliliği tartışılır duruma gelmiştir. Morbidite ve mortalitesi yüksek olan PVL pozitif suşların hastane ortamında yayılması, salgınlar oluşturması, antibiyotiklere karşı direnç genlerini kazanarak, daha dirençli, daha virülan suşların ortaya çıkma riskini artırmaktadır2,12.
Avrupa'da PVL pozitif S.aureus prevalansının artması dikkat çekicidir8,12. İngiltere'de PVL pozitifliğinin istikrarlı bir artış kaydettiği, 2005 yılında TK-S.aureus izolatlarında %39 olan PVL gen varlığının, 2010 yılında %62'ye çıktığı bildirilmektedir19. Yunanistan'da üç yıllık sürede yapılan bir çalışmada, TK-MRSA suşlarında %72, HK-MRSA suşlarında %23 oranında PVL pozitifliği saptandığı rapor edilmiştir20. Afrika'da PVL pozitif S.aureus suşları yaygın olarak görülmektedir; örneğin Cezayir'de %72 ve Batı Afrika'da %30 olarak bildirilmiştir12,21. PVL üreten S.aureus suşlarının Afrika'da yüksek yaygınlığa sahip olması; bu bölgedeki istikrarsız sosyoekonomik koşullar ile bağlantılı olabilir. Bazı yazarlara göre, PVL pozitif suşlar ile ilişkili HK-S.aureus insidansının yüksek olması hastane salgınları ile açıklanabilir21. Bu durum, bir TK-S.aureus klonuna bağlı olarak hastane salgını veya hastane personelinin bu klonu hastane içine taşımış olabileceğini düşündürmektedir. TK-S.aureus suşlarının hastane ortamına yayılacağı göz önüne alınacak olursa, HK ve TK-S.aureus ayrımını yapmak zorlaşacaktır. Gelecekte PVL geni taşıyan S.aureus suşları benzer klinik sendromlara neden olacağından, enfeksiyonun hastane ve/veya toplum kökenli olduğuna bakılmaksızın, hastanın sunumu anlatılırken "PVL sendromu" terimini kullanmak uygun olabilir22.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda; Özkul ve arkadaşları23 2005 yılında %5 olan PVL pozitifliğinin 2006 yılında %10'a çıktığını belirlemişlerdir. Şimşek24 HK suşların %3'ünde, TK suşların ise %5'inde PVL pozitifliği bildirmiş, ileri çalışmaların bu suşların yayılımını önlemek açısından önemli olduğunu vurgulamıştır. Karahan ve arkadaşları25 MRSA suşlarının %3'ünde ve MSSA suşlarının %9'unda PVL pozitifliği saptamışlar, suşların yedisini yara, dördünü idrar ve birini eklem sıvısından izole etmişlerdir. Ayrıca PVL pozitif suşlardan 11'inin TK-MRSA, birinin HK-MRSA olduğunu bildirmişlerdir. Akoğlu ve arkadaşları26 HK-MRSA suşlarında %13, Öksüz ve arkadaşları27 TK veya HK ayrımı yapmadan MRSA suşlarında %41 PVL pozitifliği saptamışlar; cilt, yumuşak doku ve solunum yolu örneklerinde PVL varlığının araştırılmasının ciddi enfeksiyonların önlemesinde önemli olduğunu vurgulamışlardır. Baran ve arkadaşları28 28 HK ve iki TK-MRSA izolatında PVL araştırmışlar ve yalnızca TK-MRSA izolatlarında pozitiflik saptamışlardır. Yılmaz ve arkadaşları29 75 TK, 72 HK-S.aureus izolatında yaptıkları araştırmada TK-S.aureus izolatlarının %4'ünde, Gülmez ve arkadaşları30 ise deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarından izole edilen 285 HK-S.aureus izolatının %2'sinde PVL pozitifliği bildirmişlerdir. Kırdar ve arkadaşları31 37 HK-MRSA, Tekeli ve arkadaşları32 kan kültürlerinden izole edilen 100 HK-MRSA izolatında yaptıkları çalışmalarda PVL pozitifliği belirlememişlerdir. Geniş katılımlı bir çalışmada; HK suşlarda PVL pozitifliği %4 olarak saptanmış; PFGE değerlendirilmesi sonucunda suşların birbirleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur33. Bu bulgular; TK-S.aureus izolatlarının önemli virülans faktörü olan PVL'nin, HK-S.aureus izolatlarında da bulunabileceği gerçeğini ortaya koymakta ve hastane ortamında yayılımın önlenmesi için epidemiyolojik olarak takibinin önemini göstermektedir.
Çalışmamızda Luk-PV1 ve Luk-PV2 primerleri kullanılarak gerçekleştirilen PCR analizi sonucunda, TK suşların %15'i, HK suşların %3'ü PVL pozitif saptanmıştır. PVL pozitif TK izolatların %92'si, HK izolatların ise %67'si yara ve apse kültürlerinden izole edilmiştir. PFGE analizinde; beş HK MSSA suşu klonal olarak ilişkili bulunmuştur. Bu izolatların makrorestriksiyon paternleri Tenover kriterlerine göre değerlendirildiğinde üç suş ayırt edilemez, iki suş ise uzak ilişkili olarak belirlenmiştir. Toplum kökenli PVL pozitif saptanan 13 MSSA suşu incelendiğinde; suşlar arasında klonal olarak ilişki görülmemiştir.
Genestier ve arkadaşları2 PVL'nin nötrofil harabiyetinin birincil nedeni olduğunu ve nekrotizan pnömoni gibi ciddi enfeksiyonları tetiklediğini öne sürmektedir. Sublitik konsantrasyonlarda PVL'nin altı saat içinde nötrofillerde apoptozu indüklediği, yüksek konsantrasyonunda ise bir saat içinde hücre parçalanmasına neden olduğu bildirilmiştir2,3. Blaine ve arkadaşları34 yoğun bakım ünitelerinde yaptıkları çalışmada; PVL pozitif hastaların %39'unda bakteriyemi, %23'ünde mortalite bildirmişlerdir. Chiu ve arkadaşları35 enfeksiyon etkeni olarak izole edilen MSSA suşlarında %20 oranında PVL pozitifliği saptamışlar, hastalarda ateşin anlamlı derecede daha uzun sürdüğünü ve C-reaktif protein düzeylerinin PVL-negatif S.aureus enfeksiyonu olan hastalara göre daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Ne olursa olsun, yatan hastalarda PVL pozitif ve TK olduğu düşünülen S.aureus suşlarını görmek endişe vericidir. Lina ve arkadaşları8 izole etikleri S.aureus suşlarının %37'sinde, TK-MRSA suşlarının ise %85'inde PVL geni tespit etmişler; PVL pozitif olarak saptadıkları S.aureus suşlarının en sık fronküllerden izole edildiğini bildirmişlerdir.
S.aureus'un çeşitli çalışmalarda; TK pnömonilerin %8-68'inden, HK pnömonilerin ise %18'inden sorumlu olduğu bildirilmektedir. PVL negatif S.aureus ile enfekte pnömoni hastalarının ölüm oranı %6 iken, PVL pozitif S.aureus'lar ile enfekte pnömoni hastalarının ölüm oranı %32 olarak bildirilmiştir36. Kreienbuehl ve arkadaşları37 PVL pozitif S.aureus suşlarıyla enfekte pnömoni hastalarında %41 oranında mortalite tespit etmişler, hastanın kabulünden ölüme kadar geçen ortalama süreyi 20 saat olarak bildirmişlerdir. Li ve arkadaşları38 nekrotizan pnömonili fatal bir olguda, PVL ve toksik şok sendromu toksini-1'i beraber salgılayan MSSA suşu saptamışlardır. Bu bulgular hipervirülan S.aureus izolatlarının tüm dünyada yayılma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. PVL pozitif S.aureus suşlarına karşı hızlı ve etkin olarak, enfeksiyon kontrol önlemlerinin zamanında uygulanması sağlanarak hastane ortamında yayılmaları ve bu suşların seleksiyonu önlenmelidir. Toplum ve hastane kökenli S.aureus izolatlarına bağlı gelişen enfeksiyonlarda, tedavinin düzenlenmesi ve komplikasyon gelişiminin önlenmesi için PVL pozitif MRSA ve MSSA izolatlarının dikkatlice izlenmesi gerekmektedir. Yapılacak sürveyans çalışmaları, S.aureus suşlarının moleküler ve mikrobiyolojik analizi; TK ve HK-S.aureus suşlarının epidemiyolojisi, evrimi ve toksinlerinin konak yanıtı üzerindeki etkilerinin anlaşılmasında, ayrıca hipervirülan suşların gelişimine karşı gerekli tedbirlerin alınmasında yol gösterici olacaktır.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Uzm. Dr. Yücel Duman,
Afşin Devlet Hastanesi,
Kahramanmaraş, Türkiye.
Tel (Phone): +90 344 511 5305-1221,
E-posta (E-mail): yucelduman244@mynet.com