Trichosporon asahii ve Enfeksiyonlarına Genel Bakış
An Overview on Trichosporon asahii and Its Infections
Gülşen HAZIROLAN
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 1. Mikrobiyoloji Kliniği, Ankara.
Ankara Numune Training and Research Hospital, 1st Microbiology Clinic, Ankara, Turkey.
ÖZET
Trichosporon türleri, sistemik veya mukoza ile ilişkili ya da beyaz piedrayı da içine alan yüzeyel enfeksiyonlara sebep olabilir. Trichosporon türlerine bağlı gelişen invazif enfeksiyonlarda son yıllarda artış gözlenmiştir. Hematolojik malignansi, sitotoksik kemoterapi ve organ transplantasyonu, invazif Trichosporon enfeksiyonları için başlıca risk faktörleridir. İnvazif trikosporonoza en sık neden olan türler Trichosporon asahii ve Trichosporon mucoides'dir. Trichosporon enfeksiyonlarının tanısı ve tedavisi zordur. T.asahii'nin neden olduğu invazif trikosporonoz yüksek mortalite oranı ve kötü prognozuyla hayatı tehdit edici bir enfeksiyondur. Amfoterisin B'nin T.asahii izolatlarına karşı fungusidal aktivitesi genellikle yetersizdir. Ekinokandin grubu ilaçlar için ise, Trichosporon izolatlarında yüksek minimum inhibitör konsantrasyonu (MİK, µg/ml) değerleri elde edilmektedir. Triazol grubu antifungaller, Trichosporon enfeksiyonlarının tedavisinde tercih edilen ilaçlardır. Bu derleme yazıda, T.asahii ve enfeksiyonlarının genel özellikleri özetlenmiştir.
Anahtar sözcükler: Trichosporon asahii; trikosporonoz; antifungal duyarlılık; tedavi.
ABSTRACT
Trichosporon species cause systemic, mucosa associated and superficial infections which include white piedra. Disseminated fungal infections due to Trichosporon species have increased in the recent years. Hematologic malignancy, cytotoxic chemotherapy, and organ transplantation are the main risk factors for disseminated Trichosporon infections. Two most common species that cause the disseminated Trichosporon infections are Trichosporon asahii and Trichosporon mucoides. Diagnosis and treatment of Trichosporon infections are difficult. Invasive trichosporonosis caused by T.asahii has a high mortality rate and a very poor prognosis. Fungicidal activity of amphotericin B against T.asahii isolates is inadequate. For echinocandin group of drugs, high minimum inhibitory concentration (MIC, µg/ml) values are obtained. Currently, triazole antifungal agents are the preferred drugs for the treatment of Trichosporon infections. In this review article general characteristics of T.asahii and its infections were summarized.
Key words: Trichosporon asahii; trichosporonosis; antifungal susceptibility; therapy.
Geliş Tarihi (Received): 27.12.2011 • Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 13.06.2012
GİRİŞ
Son 20 yıl içinde özellikle hematolojik malignitesi olan nötropenik hastalarda antifungal ilaçlara dirençli olan ve nadir olarak enfeksiyona yol açan mantarlar, etken olarak artan sıklıkta izole edilmeye başlamıştır. Seyrek rastlanmasına rağmen antifungal tedaviye göreceli olarak daha dirençli olan Trichosporon türleri de bu mantarlar arasında yer alır1. Trichosporon türleri beyaz piedra gibi yüzeyel enfeksiyonlar ve trikosporonoz etkenidir. Özellikle konağın bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlarda derin doku trikosporonozuna ve dissemine enfeksiyonlara en sık neden olan tür ise T.asahii'dir1,2,3. Bu derleme yazıda, insanda enfeksiyon ve allerji etkeni olabilen Trichosporon türleri, özellikle de T.asahii'nin genel özellikleri, enfeksiyon tipleri ve tedavi seçenekleri tartışılmaktadır.
TARİHÇE ve SINIFLANDIRMA
Trichosporon cinsi ilk kez 1890 yılında yüzeyel enfeksiyona neden olan bir grup maya olarak tanımlanmıştır. Trichosporon kelimesi Yunanca saç anlamına gelen “Trichos” ve spor anlamına gelen “sporon” kelimesinin birleşiminden türemiştir. 1867 yılında ilk kez klinik örnekten Trichosporon cinsi mayanın izolasyonu gerçekleşmiştir4. Beyaz piedra olgusundan izole edilen ve mikroskobik özellikleriyle tanımlanan mantar yanlışlıkla Pleirococcus beigelli olarak isimlendirilmiştir. 1902 yılında Vuillemin tüm Trichosporon türlerini artrokonidyumlu maya olarak tanımlayıp bir tür kompleksi ismini vermiş ve Trichosporon beigelii olarak isimlendirmiştir5,6. Trichosporon türüne bağlı ilk sistemik enfeksiyon ise 1970 yılında bildirilmiştir7. 1992 yılında Gueho ve arkadaşları6 moleküler, biyokimyasal, fizyolojik ve morfolojik özelliklerine göre Trichosporon cinsinde ilk taksonomik sınıflamayı yapmışlardır. Taksonomik sınıflama, Trichosporon türlerinin nütrisyonel profillerine, DNA reasosiyasyon değerlerine, moleküler guanin/sitozin yüzdelerine ve 26S rDNA dizilerine göre yapılmaktadır4. Ayrıca farklı türler olarak bilinen T.cutaneum ve T.beigelii, 2002 yayınlarında birbirlerinin sinonimi olarak belirtilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu T.beigelii'nin insan için patojen olan altı türü (T.cutaneum, T.asahii, T.asteroides, T.mucoides, T.inkin, T.ovoides) kapsadığı saptanmıştır6,8,9. 2004 yılında yapılan çalışmalarla Trichosporon cinsinin 36 tür içerdiği ve Brassicae, Cutaneum, Gracile, Ovoides, Porosum kümelerinden (clade) oluştuğu gösterilmiştir10,11. Daha sonraki yıllarda yeni tanımlanan tür ve alt gruplara göre Trichosporon cinsi için dört serotip (serotip I, II, III, ve I-III) bildirilmiştir. Serotip I (T.cutaneum ve T.mucoides) ve II (T.asahii, T.asteroides, T.inkin ve T.ovoides) patojenik türleri içerirken, serotip III ve I-III enfeksiyon etkeni olmayan türleri içermektedir11,12. Günümüzde Trichosporon cinsi 50 tür ve beş farklı kümeden oluşmaktadır3,12.
EPİDEMİYOLOJİ ve ETİYOLOJİ
Trichosporon türlerinin birçoğu doğada (toprak, su ve bitki) yaygın olarak bulunmakla birlikte; insanda deri, solunum yolları, gastrointestinal ve genitoüriner sistemde normal flora üyesi olarak da yer alabilir. Enfeksiyonların çoğunluğunun kaynağı endojen floradır. Candida enfeksiyonlarına benzer olarak gastrointestinal mukozadan mikrobiyal translokasyonun gerçekleşmesi, vasküler kateterlerin ya da drenaj tüplerinin varlığı, Trichosporon enfeksiyonlarına yol açabilmektedir. Trichosporon türleri yüzeyel ve invazif enfeksiyonlara neden olabilir. Trichosporon cinsi içindeki 50 türden sadece sekizi (T.asahii, T.asteroides, T.cutaneum, T.inkin, T.mucoides, T.ovoides, T.japonicum, T.loubieri) insanda enfeksiyon ve allerji etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır3,12.
Trichosporon enfeksiyonlarının coğrafi dağılımına bakıldığında, tüm dünyada yaygın olduğu görülmektedir. Literatürde 1965-2004 yılları arasında bildirilmiş T.asahii'yi de içeren Trichosporon türlerine bağlı gelişen invazif enfeksiyon olgularının dağılımı; Avrupa'da %27.6, Kuzey Amerika'da %33.9, Güney Amerika'da %2.1, Asya'da %32.9, Afrika'da %2.8 ve Avusturalya'da %2.1 oranlarındadır13.
Tüm dünyada invazif Trichosporon enfeksiyonlarının en sık etkeni T.asahii'dir. T.asahii genomunda, 26S ve 5S ribozomal RNA (rRNA) arasında, genler arası bölge 1 (IGS 1) yer almaktadır. IGS 1 bölgesindeki farklılıklara dayanılarak T.asahii için dokuz farklı genotip (genotip 1-9) tanımlanmıştır. IGS 1 DNA dizisi coğrafik özgüllük göstermektedir. Küresel epidemiyolojik çalışmalarda IGS 1 genotiplendirmesi kullanılmaktadır. Dünyada T.asahii genotip dağılımına bakılacak olursa; Japonya'da en sık genotip 1, Amerika'da en sık genotip 3 ve genotip 5, İspanya'da ise en sık genotip 1 ve genotip 5 bulunmaktadır. Kalkancı ve arkadaşları3, Türkiye'de izole edilen suşları inceleyen genotiplendirme çalışmasında, farklı merkezlerden gelen toplam 87 T.asahii izolatında %79.3 oranında genotip 1 tespit etmiş; genotip 5, 3, 6, 4 ve 9'u ise sırasıyla %8, %6.9, %3.4, %1.1 ve %1.1 oranlarında saptamışlardır.
MORFOLOJİK ve BİYOKİMYASAL ÖZELLİKLER
Trichosporon türleri geniş bir ısı aralığında (25-40°C) üreme yeteneğine sahip olup, ortalama üreme ısıları 30°C'dir. Çoğu besiyerinde kolay üremesine rağmen, kan kültürü şişelerinde üremesi zordur. Makroskobik olarak, düzgünden buruşuğa kadar değişebilen, kabarık, kıvrık, beyaz, sarımtırak beyaz veya krem renginde, yumuşak kıvamlı ve parlak koloniler oluşturur. Bazı suşlarda kireç görünümünde koloniler izlenir. Genç koloniler genelde krem renkli ve yumuşak iken, koloni yaşlandıkça etrafındaki zarsı kısımda ışınsal oluklanmalar ve düzensiz kıvrımlar oluşur. Sabouraud dekstroz agar (SDA) veya patates dekstroz agar (PDA) besiyerlerinde koloniler 5-7 günde olgunlaşır14.
Mikroskobik olarak; mısır unlu-tween 80 agarda 25°C'de 72 saatlik inkübasyondan sonra, hiyalen septalı hifler ve yalancı hifler oluşturur. Ayrıca, bu hifler boyunca oval veya köşeli artrokonidyumlar ve blastosporlar oluşturdukları gözlenmektedir. Türler arasında morfolojik değişiklikler bulunabilmektedir. T.asahii artrokonidyumları bol miktarda olup dikdörtgen şeklinde ya da fıçı görünümündedir12,15,16.
T.asahii karbonhidratları fermente etmez. Dekstroz, laktoz, ksiloz ve inozitol, L-arabinoz ve L-ramnozu asimile ederken, potasyum ve nitratı asimile etmez. Üreaz enzim üretimi Trichosporon türleri için tipiktir15,16.
VİRÜLANS FAKTÖRLERİ
Literatürde Trichosporon türlerinde virülans faktörlerini araştıran sınırlı sayıda çalışma olduğu görülmektedir. Ichikawa ve arkadaşları17, 61 T.asahii izolatında olası virülans faktörlerini (fenotipik değişim ve ekstraselüler hidrolitik enzim aktivitesi) araştırmışlar ve bu izolatlarda dört farklı fenotip gözlemişlerdir. Fenotipik değişim sıklığı 10-2-10-4 olarak tespit edilmiş ve bu değer Candida albicans ve Cryptococcus neoformans için bilinen fenotipik değişim sıklığına benzer bulunmuştur17. İzolatlarda salgısal aspartil proteinaz (SAP) ve fosfolipaz aktivitesine rastlanmazken, bir diğer ekstraselüler enzim olan β-N-asetilheksozaminidaz (N-AHA) aktivitesi tespit edilmiştir. Bu araştırıcılar, fenotipik değişimin ve N-AHA aktivitesinin T.asahii enfeksiyonlarının patogenezinde rol alabileceğini düşünmüşlerdir17.
Dağ ve Çerikçioğlu'nun18 çalışmasında, 48 T.asahii izolatının SAP, fosfolipaz ve esteraz aktiviteleriyle slime üretimi ve hidrofobisite özellikleri araştırılmıştır. T.asahii izolatlarının hiçbirinde SAP ve fosfolipaz enzimi saptanmazken, izolatların hepsinde esteraz aktivitesi bulunmuştur. Slime üretimi ve yüzey hidrofobisitesi ise değişen düzeylerde belirlenmiştir18. Sonuç olarak şimdiye kadar saptanmış olan Trichosporon olası virülans faktörleri arasında, esteraz aktivitesi, yüzey hidrofobisitesi ve slime üretimi yer almaktadır. T.asahii'nin neden olduğu enfeksiyonların patogenezinde rol oynayan virülans faktörlerini daha ayrıntılı belirleyebilmek için ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
TRICHOSPORON ASAHII ENFEKSİYONLARI
Son yıllarda artan sıklıkta klinik örneklerden izole edilmeye başlanan tıbbi öneme sahip Trichosporon türleri, sistemik veya mukoza ile ilişkili ya da beyaz piedrayı da içine alan yüzeyel enfeksiyonlara neden olabilir. Trichosporon türlerinin neden olduğu enfeksiyonlar trikosporonoz olarak isimlendirilir. Trikosporonoz nadir bir hastalıktır. T.asahii ve T.mucoides invazif enfeksiyonlara, T.cutaneum ve T.asteroides yüzeyel enfeksiyonlara, T.ovoides ve T.inkin saçlı deri ve genital bölgede beyaz piedraya neden olur; T.pullulans ve T.domesticum ise nadiren sistemik enfeksiyonlara yol açar4,12,13. Literatürde daha ziyade olgu bildirimleri şeklinde raporlar olduğundan Trichosporon enfeksiyonlarının gerçek insidansını belirlemek zordur. Akut lösemili hastalarda Trichosporon enfeksiyonlarının insidansı %0.4 olarak rapor edilmiştir13.
Trichosporon türleri ayrıca artrokonidyumların sürekli inhalasyonuyla ortaya çıkan, tip III veya tip IV aşırı duyarlılık reaksiyonu olan, yaz tipi aşırı duyarlılık pnömonisine de neden olmaktadır. En sık saptanan türler başta T.cutaneum olmak üzere T.dermatis ve T.asahii'dir; ancak yapılan çalışmalarda serotip I (T.mucoides), II ve III (T.montevideense)'te yer alan diğer türlerin de hastalığa yol açtığı gösterilmiştir11. Yaz tipi aşırı duyarlılık pnömonisi sadece Japonya'da görülen bir hastalık olup, genellikle yaz aylarında gözlenir. Hastaların ev ortamlarında bulunan Trichosporon türü ve serotipi önemlidir. Hastalık tüm aile bireylerinde görülebilir. Hasta ev ortamından uzaklaştırılırsa semptomlar kaybolur. Sugita ve arkadaşlarının11 çalışmasında, Japonya'da yaz tipi aşırı duyarlılık pnömonisi saptanan hastaların ev ortamlarından alınan örneklerde T.asahii %69.8, serotip II %50.5, serotip I %41.1, serotip III ise %8.6 oranında izole edilmiştir. Araştırıcılar ayrıca, yaz tipi aşırı duyarlılık pnömonisinde T.asahii genotip 3'ün baskın olduğunu, buna karşın Japonya'da trikosporonoz olgularından izole edilen T.asahii suşlarının genotip 1 olduğunu vurgulamışlardır11.
T.asahii immünkompetan konakta yüzeyel kütanöz enfeksiyon etkeni olarak olgu sunumu şeklinde bildirilmekle19 birlikte, immünsüpresif konakta hayatı tehdit eden invazif enfeksiyonlara neden olmaktadır. Özellikle hematolojik malignitesi bulunan hastalar, aplastik anemi, organ transplantasyonu, AIDS ve solid tümörü olan bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar ve belirgin bir immün baskılanmanın olmadığı intravenöz ilaç bağımlıları, protez kalp kapağı olan, topikal kortikosteroid kullanan düşkün hastalar da invazif T.asahii enfeksiyonları için bildirilen risk gruplarıdır7,12,13. İnvazif Trichosporon enfeksiyonları farklı organ tutulumlarıyla seyredebilir. Girmenia ve arkadaşlarının13 yaptıkları çok merkezli retrospektif bir çalışmada, 1965-2004 yılları arasında hematolojik maligniteli olgularda gelişen 167 invazif Trichosporon enfeksiyonu bildirilmiştir. Bu enfeksiyonların T.asahii, T.inkin, T.cutaneum ve T.asteroides türlerine bağlı olarak geliştiği ve fungemi (%74.7), dissemine enfeksiyon (%50.6), akciğer (%16.2), deri (%9.1), karaciğer/dalak (%3.2), meninks (%1.9) ve diğer organ (%2.4) tutulumları ile seyrettiği belirtilmiştir13. İnvazif enfeksiyonların değerlendirildiği retrospektif çalışmalar, Trichosporon türlerinin en sık kan dolaşımı enfeksiyonlarına yol açtığını ve bu enfeksiyonlarda en sık rastlanılan türün T.asahii olduğunu göstermektedir13,20.
Ülkemizde de olgu sunumu şeklinde bildirilen invazif Trichosporon enfeksiyonları bulunmaktadır. Yıldıran ve arkadaşları21, 2003 yılında 27 haftalık prematüre bir yenidoğanın kan ve idrar kültürlerinden T.asahii'yi izole etmişler ve hastanın amfoterisin B ile başarılı bir şekilde tedavi edildiğini bildirmişlerdir. Karabay ve arkadaşları22, 2006 yılında mesane kanseri olan 75 yaşında kadın hastanın kan kültürlerinden T.asahii izolasyonu yapmışlardır; ancak hasta flukonazol tedavisi altında kaybedilmiştir. Bayramoğlu ve arkadaşları23, 2008 yılında akut miyeloblastik lösemi (AML)'li, ampirik olarak kaspofungin tedavisi alan, 47 yaşında erkek hastanın kan kültürlerinden T.asahii izole etmişlerdir. Hasta amfoterisin B ve flukonazol ile tedavi edilmiş, ancak tedaviye yanıt alınamayıp kaybedilmiştir23. Ağırbaşlı ve arkadaşları24 ise, 2008 yılında AML'li ve kemik iliği transplantasyonu geçirmiş iki çocuk hastanın klinik örneklerinden Trichosporon spp. izole ettiklerini bildirmişlerdir. Bu hastalardan biri 22 haftalık olup, idrar, dışkı ve boğaz örneklerinden T.asahii izolasyonu yapılmıştır. Sekiz yaşındaki diğer hastanın ise balgam örneğinden T.japonicum izole edilmiştir. Bu hasta, T.japonicum'un klinik örnekten izole edildiği ilk olgu özelliğini taşımaktadır24. Hastalar amfoterisin B ve itrakonazol tedavisine rağmen kaybedilmiştir24.
TRICHOSPORON ASAHII ENFEKSİYONLARINDA TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Trichosporon türleri antifungal tedaviye görece dirençli olan mantarlardır1. İn vitro olarak amfoterisin B'ye direnç gösterebilmekte ve ilaç özellikle fungusidal aktivite yönünden yetersiz kalabilmektedir. Yapılan çalışmalarda amfoterisin B'nin in vivo aktivitesinin de sınırlı kaldığı tespit edilmiştir. İnvazif Trichosporon enfeksiyonu gelişen 25 olgu amfoterisin B ile tedavi edildiğinde sadece dört hastada başarılı sonuç alınmıştır25. Girmenia ve arkadaşları13, altta yatan hematolojik bir hastalığı olup invazif Trichosporon enfeksiyonu gelişen ve amfoterisin B ile tedavi edilen 55 hastanın tedavi sonuçlarını değerlendirmişler; sadece 13 (%24) hastada tedavide başarı sağlanabildiğini belirtmişlerdir.
Triazol grubu antifungaller, Trichosporon enfeksiyonlarının tedavisinde tercih edilen ilaçlardır12,26. Kobaylarda T.asahii ile oluşturulan invazif trikosporonoz olgularının tedavisinde, amfoterisin B'ye kıyasla vorikonazolün daha etkin olduğu; doku hasarının düzelmesini ve yaşam süresinin uzamasını sağladığı bildirilmektedir27. Amfoterisin B ile tedavisi başarısızlıkla sonuçlanan ve vorikonazol ile tedavi edilen olgu sunumları da mevcuttur28.
Ekinokandin grubu antifungal ilaçlar, Trichosporon türlerinde in vitro sınırlı ve yetersiz aktivite göstermektedir. Literatürde ekinokandin grubu antifungal ilaç ile tedavi altında iken gelişen Trichosporon enfeksiyonları bildirilmiştir23,29. Bu nedenle Trichosporon enfeksiyonlarının tedavisinde ekinokandinler önerilmemektedir. Triazol grubu antifungal ilaçlar en çok önerilen ilaçlar olmakla birlikte Trichosporon enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılacak optimal antifungal ilaç henüz kesinlik kazanmamıştır4,20,23.
T.asahii enfeksiyonlarındaki dikkat çekici artışa rağmen, T.asahii suşlarının konvansiyonel ve yeni geliştirilen antifungal ilaçlara in vitro duyarlılık profillerini saptayan çalışma sayısı oldukça sınırlıdır. Ayrıca, bu tip çalışmalara dahil edilen suş sayıları da oldukça azdır. CLSI M27-A3 mikrodilüsyon yöntemi sadece Candida ve C.neoformans türleri için standardize edilmiştir30. Çalışmalarda T.asahii suşlarının antifungal ilaçlar için in vitro duyarlılık profilleri CLSI M27-A3 mikrodilüsyon yöntemiyle araştırılmakta ve okuma skoru olarak MİK-2 kullanılmaktadır. T.asahii suşları için direnç sınır değerlerinin henüz kesinlik kazanmamış olması nedeniyle, antifungal ilaçlar için direnç oranları belirlenememekte, sadece elde edilen MİK değerleri belirtilmektedir. Trichosporon türlerinde triazollerin in vitro aktivitesi amfoterisin B'den üstündür. Triazollerin in vitro aktivitesi ise Trichosporon türleri arasında farklılık göstermektedir. T.asahii suşlarında, vorikonazol ve posakonazolün in vitro aktivitesi, T.asahii dışındaki türlere göre daha yüksek düzeydedir. T.asahii suşları için 48 saatlik inkübasyondan sonra, MİK-2 okuma skoru ile flukonazol, itrakonazol, vorikonazol, posakonazol ve isavukonazol için farklı çalışmalarda elde edilen in vitro duyarlılık test sonuçları Tablo I'de gösterilmiştir1,2,3,31,32,33. Yapılan çalışmalarda T.asahii suşlarında triazoller için saptanan MİK-2 değerlerinin birbirine benzer olduğu izlenmektedir. T.asahii suşlarında triazol grubu antifungallerin in vitro etkileri karşılaştırıldığında, flukonazol en düşük aktivite gösteren triazol grubu antifungal ilaç olarak saptanmıştır1,2,3,32. Ayrıca, in vitro düşük flukonazol MİK-2 değeri elde edilen T.asahii suşlarının etken olduğu enfeksiyonlarda, flukonazol ile tedavide her zaman klinik başarı sağlanamamaktadır33. T.asahii suşlarında in vitro en aktif triazol, en düşük MİK değerleriyle vorikonazoldür. Literatürde vorikonazolle başarılı bir şekilde tedavi edilen invazif trikosporonoz olgu sunumları bulunmaktadır12,20,28.
SONUÇ
Trichosporon türlerine bağlı olarak gelişen enfeksiyonlar, hematolojik malignansi ve nötropenisi olan olgularda gözlenmekle beraber, nötropenik olmayan kişilerde de ciddi seyredebilen enfeksiyonlar karşımıza çıkmaktadır. T.asahii tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle hastanede yatmakta olan hastaların klinik örneklerinden artan sıklıkta izole edilen tür olarak dikkat çekmektedir. T.asahii suşlarında patojenitede rol alabilecek olası virülans faktörlerinin tanımlanması ve tedavide kullanılacak optimal antifungal ilacın belirlenebilmesi için ileri çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Uzm. Dr. Gülşen Hazırolan,
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
1. Mikrobiyoloji Kliniği,
Altındağ 06100, Ankara, Türkiye.
Tel (Phone): +90 312 508 4477,
E-posta (E-mail): gcetin@hacettepe.edu.tr