Salmonella Serotip Enteritidis
İzolatlarının Plazmid Profil Analizi ve “Pulsed Field”
Jel Elektroforezi ile İncelenmesi
Investigation
of Salmonella Serotype Enteritidis Isolates By Plasmid Profile Analysis
and
Pulsed Field Gel Electrophoresis
Ebru
US, Birsel ERDEM, Alper TEKELİ, Devran GERÇEKER, Begüm SARAN, Mehseti
BAYRAMOVA,
Fikret ŞAHİN
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara.
Ankara University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Ankara, Turkey.
ÖZET
Bu çalışmada, Salmonella serotip Enteritidis’in moleküler epidemiyolojisinin aydınlatılması amacıyla, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Enterobakteri Laboratuvarının kültür koleksiyonlarından seçilen 122 Salmonella Enteritidis suşu, Kado ve Liu yöntemine göre plazmid profil analizi (PPA) ile ve Dünya Sağlık Örgütü protokollerine göre, SpeI ve XbaI enzimleri kullanılarak “pulsed field” jel elektroforezi (PFGE) ile incelenmiştir. Çalışmaya dahil edilen suşlar, 2000 yılından sonra 10 farklı ildeki klinik mikrobiyoloji laboratuvarında, salgın (n= 13) ve sporadik (n= 109) olgulara ait klinik örneklerden (103 dışkı, 16 kan ve birer adet safra, idrar ve beyin omurilik sıvısı) izole edilen suşlardır. PFGE ile elde edilen bant sayı ve ilişkileri GeneDirectory (Syngene, İngiltere) jel analiz programı kullanılarak; küme analizi Dice benzerlik katsayısı ve UPGMA (Unweighted Pair Group Method Average) ilişki kuralı parametreleriyle değerlendirilmiştir. Çalışmada, plazmid taşıyan 110 (%90) suşun, büyüklükleri 2.0 ile 100 kb arasında değişen 1-4 plazmid taşımakta olduğu ve 14’ten fazla plazmid profili (p1-p14) gösterdiği belirlenmiştir. Seksen beş (%69.7) izolatın, 57 kb büyüklüğündeki plazmidi tek olarak ya da başka plazmidlerle birlikte bulundurduğu izlenmiştir. PFGE yönteminde SpeI ve XbaI enzimleri ile 11’er farklı PFGE modeli elde edilmiş; SpeI ile oluşan modeller A-K; XbaI ile oluşanlar a-k şeklinde adlandırılmıştır. SpeI ile model A’da 93 (%76.2) suşun; XbaI ile model a’da 53 (%43.4) ve model b’de 42 (%34.4) suşun kümelendiği belirlenmiştir. İki enzim birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan 17 farklı PFGE kümesi içinde, suşların çoğunluğunun Aa (50 suş, %40.9) ve Ab (42 suş, %34.4) kümelerinde toplandığı görülmüştür. PFGE yönteminde SpeI ve XbaI enzimlerinin birlikte kullanılması ile ayırım gücünün arttığı belirlenmiş ve bulgularımız Türkiye’de dolaşımdaki S.Enteritidis izolatlarının çoğunluğunun benzer PFGE modelleri gösteren suşlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle S.Enteritidis suşlarının PFGE ile araştırılması durumunda, en azından plazmid profil analizi gibi bir başka yöntemle beraber uygulanması, izolatların ilişkilerini ortaya çıkarmak için daha yararlı olacaktır.
Anahtar sözcükler: Salmonella serotip Enteritidis; plazmid profil analizi; PFGE.
ABSTRACT
In this study a total of 122 Salmonella serotype Enteritidis stock strains selected from the culture collection of Enterobacteriaceae Laboratory of Ankara University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, were investigated by plasmid profile analysis with the method defined by Kado and Liu and pulsed field gel electrophoresis (PFGE) according to World Health Organization protocols using SpeI and XbaI macrorestriction enzymes, for better understanding of the molecular epidemiology of S.Enteritidis. The study strains were selected from a collection of previously isolated epidemic (n= 13) and sporadic (n= 109) strains (103 stool, 16 blood and one each bile, urine and cerebrospinal fluid) obtained from 10 different cities after the year 2000. PFGE patterns were analyzed with Gene Directory software (Syngene, UK) and a similarity index was determined by using Dice coefficient and the unweighted pair group method with mathematical averaging (UPGMA). Plasmid-carrying 110 (90%) strains that harbored 1-4 plasmids with sizes ranging from 2.0 to 100 kb were separated into patterns more than 14 (p1-p14). A total of 85 (69.7%) isolates harbored the 57 kb plasmid solely or in combination with other plasmids. By PFGE, 11 distinct patterns were shown with each enzyme SpeI and XbaI. S. Enteritidis strains after digestion with macrorestriction enzyme SpeI generated 11 different PFGE patterns (A to K), whereas XbaI generated also 11 different PFGE patterns (a to k). PFGE pattern A consisted of 93 strains (76.2%) after digestion with macrorestriction enzyme SpeI, while PFGE pattern a consisted 53 (43.4%) and PFGE pattern b 42 strains (34.4%) after digestion with macrorestriction enzyme XbaI. Using two macrorestriction enzymes two PFGE cluster profiles Aa (50 strains, 40.9%) and Ab (42 strains, 34.4%) were found to be predominating among 17 different PFGE clusters. Our results confirmed the clonal nature of S.Enteritidis strains in Turkey. The use of two enzymes in PFGE analysis appeared to increase the discriminatory power of PFGE, leading to greater diversity among strains. PFGE analysis performed by SpeI and XbaI enzymes combined with plasmid profiling could be established as a useful tool for detection of genetic relationship between isolates.
Key words: Salmonella serotype Enteritidis; plasmid profile analysis; PFGE.
Geliş Tarihi (Received): 18.10.2010 • Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 14.02.2011
GİRİŞ
Salmonella enfeksiyonları Türkiye’de önemli bir halk sağlığı sorunudur1. Dünyada son 25 yılda Salmonella serotiplerinden Salmonella enterica subsp. enterica ser. Enteritidis belirgin bir şekilde yaygınlaşırken, Türkiye’de de 1990’lı yıllardan beri insan enfeksiyonlarında en sık karşılaşılan serotip olmuştur2,3.
Salmonella serotip Enteritidis gastroenteritli olguların örneklerinden sıklıkla izole edilen serotip olduğu gibi, bağırsak dışı invazif enfeksiyonlara da yol açabilen önemli bir etkendir. Gıda kaynaklı salgınlara neden olduğu kadar sporadik olgularda da en sık rastlanan Salmonella serotipidir3. S.Enteritidis’in, Batı Avrupa’da “Enterik Enfeksiyonların Ulusal Sürveyans Ağı (Enter-net)’na ait ulusal referans laboratuvarlarında en sık tanımlanan serotip olduğu bildirilmektedir4,5.
Salmonella cinsindeki bakteriler, lipopolisakkarid O (somatik) antijenleri ve protein H (kirpik) antijenlerinin farklılıklarına dayanılarak, 1926 yılında White’ın düzenlediği ve 1972-1978 yıllarında Kauffmann’ın genişlettiği şemaya göre serogruplara ve serotiplere ayrılır1. Salmonella izolatları, Türkiye’de çoğu çalışmada serotiplendirme ve antimikrobiyal duyarlılık testleriyle araştırılmıştır6. İzolatların çoğunun benzer antibiyogramlar gösterdiği epidemiyolojik çalışmalarda, bu fenotipik yöntem Salmonella serotiplerini tiplendirmede yeterli ayırt edici güce sahip değildir. Epidemiyolojik çalışmalarda Salmonella serotiplerinin alttiplendirmesi (subtyping) için ve izolatların aralarındaki ilişkinin gösterilebilmesi amacıyla standart tekniklere ihtiyaç vardır. Son yıllarda Salmonella izolatlarının ileri ayırımı için moleküler tiplendirme yöntemleri geliştirilmiştir7. Plazmid ve kromozom DNA’sının incelenmesine dayanan plazmid analizi, ribotiplendirme, “pulsed field” jel elektroforezi (PFGE) gibi moleküler yöntemler her geçen gün geliştirilmekte ve yeni yöntemler eklenmektedir8. PFGE, Salmonella suşlarının ayırımında kullanılan moleküler yöntemler içinde yaygın olarak önerilen ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1996 yılından beri Salmonella alttiplendirmesinde uygulanan başlıca yöntemdir9.
Bu çalışmada, S.Enteritidis’in moleküler epidemiyolojisine katkıda bulunmak üzere Türkiye’de salgın ve sporadik olgulardan izole edilen S.Enteritidis suşlarının plazmid profil analizi (PPA) ve iki enzim (SpeI ve XbaI) kullanılarak PFGE yöntemleriyle araştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Suşlar
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Enterobakteri Laboratuvarının kültür koleksiyonlarında bulunan 122 S.Enteritidis suşu çalışmaya alındı. Bu suşlar, daha önceki bir çalışma kapsamında3 2000 yılından itibaren, 10 ildeki [Ankara (n= 43), Antalya (n= 2), Bursa (n= 12), Edirne (n= 27), Eskişehir (n= 7), İstanbul (n= 2), İzmir (n= 2), Kayseri (n= 17), Konya (n= 8), Trabzon (n= 2)] klinik mikrobiyoloji laboratuvarlarında, salgın (n= 13) ve sporadik (n= 109) olgulara ait klinik örneklerden [dışkı (n= 103), kan (n= 16), safra (n= 1), idrar (n= 1), beyin omurilik sıvısı (BOS) (n= 1)] standart yöntemlerle izole edilmiş; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında serotiplendirilmiş; “Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI; eski adı ile NCCLS)” kılavuzunda açıklandığı şekilde agar dilüsyon yöntemiyle antibiyotik duyarlılıkları belirlendikten sonra, mikrobank kültür saklama tüpleri içinde -80°C’de saklanmakta olan izolatlardı. Bu suşlar, yaşları 1-90 yıl arasında değişen 101 gastroenterit, 13 sepsis, 8 paratifo olgusundan (38 kadın, 84 erkek) izole edilmişti. Bu izolatların 13’ü, Edirne yakınlarındaki bir askeri birlikte meydana gelen gıda kaynaklı bir salgın sırasında 20-22 yaşlarındaki gastroenteritli olguların dışkı kültürlerinden elde edilen suşlardı.
Plazmid Eldesi ve Plazmid Profil Analizi
Plazmidler, Kado ve Liu’nun10 yönteminde küçük değişiklikler yapılarak elde edildikten sonra, 0.5 X Tris-borik asit-EDTA (TBE) solüsyonundaki 0.5 µg etidyum bromür ml-1 içeren %0.7’lik horizontal agaroz jelde (Serva, Heidelberg, Almanya) 100 V’da iki saat yürütülerek ayrıldı. İncelenen suşların plazmid büyüklükleri, plazmid büyüklükleri bilinen Escherichia coli V517 suşu (53.7, 7.2, 5.6, 5.1, 3.9, 3.0, 2.7, 2.1 kb), Salmonella Typhimurium 020255-Ankara suşu (90 kb), Salmonella Enteritidis 006956-Ankara (57, 5.8, 4.8 kb) suşu ve bir moleküler büyüklük belirteci (gene ruler 1 kb DNA Ladder, Fermentas, Vilnius, Litvanya) ile birlikte elektroforez uygulanarak belirlendi. Plazmid DNA bantları, UV ışığı altında (TFX 20M-Vilber Lourmat, Marna la Vallee, Fransa) görüntülendi. Kontrol suşları (E.coli V517, S. Typhimurium 020255-Ankara ve S.Enteritidis 006956-Ankara) Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Bölümünden sağlandı. İzolatların plazmid DNA içerikleri kilobaz (kb) şeklinde molekül ağırlıklarına uygun olarak tanımlandı.
PFGE
PFGE, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) protokolüne göre uygulandı11. Bu yönteme göre her bir izolat SpeI ve XbaI enzimleri (Fermentas, Vilnius Litvanya) ile ayrı ayrı kesim işlemine tabii tutuldu. Tüm izolatlar bir gece 37°C’de üretildikten sonra %1.3’lük düşük erime ısılı agaroz ile agaroz kalıpları hazırlandı. Genomik DNA, 20 U’lik kesim enzimleri SpeI ve XbaI ile üreticinin önerileri doğrultusunda dört saat inkübe edildi. CHEF DR II (Bio-Rad, Hercules, CA, USA) sisteminde, %1.3’lük agaroz jel ile uygulanan elektroforez koşulları başlangıç vuruş süresi 2.2 saniye, bitiş vuruş süresi 63.8 saniye, akım 6 V/cm, sıcaklık 14°C, süre 18 saat olacak şekilde ayarlandı. Jeller etidyum bromür (0.2 µg/ml) solüsyonunda boyandı ve UV ışığı altında görüntülendi. Elektroforez sonrasında jel fotoğrafları DigiGenius görüntüleme sistemi (Syngene-UK) kullanılarak çekildi. PFGE paternleri, hem Tenover ve arkadaşları12 tarafından tarif edildiği şekilde gözle, hem de Gene Directory (Syngene, Cambridge, İngiltere) programı kullanılarak değerlendirildi. “Unweighted Pair Group Method with Mathematical Averaging (UPGMA)” yöntemi ve “Dice” benzerlik katsayısı kullanılarak PFGE paternlerinin %1’lik bant toleransı ile dendrogramı oluşturuldu ve kümelenme analizi yapıldı. Kontrol olarak bir moleküler büyüklük belirteci (M) [N0340S, New England Biolabs, Hetfordshire, İngiltere (Band büyüklüğü 48.5-1018.5 kb)] kullanıldı. Kontrol suşu (Salmonella Braenderup H9812) Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Bölümünden sağlandı.
BULGULAR
İzolatların antimikrobiyal duyarlılıkları, plazmid profilleri, PFGE modelleri (paternleri) ve diğer özellikleri Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII’de gösterilmiştir.
İncelenen 122 S.Enteritidis suşunun 12 (%10)’sinin plazmidsiz suşlar olduğu görülmüştür. Plazmid taşıyan 110 (%90) izolatın, büyüklükleri 2.0-100 kb arasında değişen 1-4 plazmid taşıdığı belirlenmiştir (Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII). Seksen beş (%69.7) izolat 57 kb büyüklüğündeki plazmidi tek olarak ya da başka plazmidlerle birlikte taşımaktadır (Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII, VIII, IX). Plazmidli suşların 14’ten fazla plazmid profili (p1-p14) gösterdiği belirlenmiştir (Tablo VIII). Plazmid profillerinin çoğunda (p1-p5, p7, p9-p11, p13) 57 kb’lık plazmid bulunmaktadır ve izolatların çoğu (n= 34, %27.9) p1 profiline sahiptir (Tablo VIII). Ankara’da S.Enteritidis suşlarından elde edilen altı plazmid (85, 70, 60, 55, 4.0, 3.5 kb), diğer illerin izolatlarında görülmemiştir (Tablo II ve Tablo IX). Sadece Edirne’de belirlenen p2 profili (57, 40, 3.0 kb) gösteren suşların 13‘ü gıda kaynaklı salgın suşlarıdır (Tablo I). Ayrıca, p5 profili (100, 57 kb) sadece Kayseri suşlarında belirlenmiştir (Tablo VI).
S.Enteritidis suşlarının PFGE yöntemi ile SpeI ve XbaI makrorestriksiyon enzimleri ile kesimlerinin ardından, molekül büyüklükleri her iki enzimle de 48.5-1018.5 kb arasında değişen 8-13 adet bant elde edilmiştir. “Dice” benzerlik katsayısı ve UPGMA yöntemi kullanılarak oluşturulan PFGE modellerinin dendogramları sırasıyla Şekil 1 ve 3’te gösterilmiştir.
SpeI enzimi ile kesilen S.Enteritidis suşları 8-13 bant içeren 11 farklı PFGE modeli (A-K) oluşturmuştur. İki ana PFGE modeli olan A ve B’nin genetik benzerliklerinin %38 olduğu gösterilmiştir. İzolatların 93 (%76.2)’ü PFGE modeli A’yı, 12 (%9.8)’si PFGE model B’yi oluşturmuştur (Şekil 1, Tablo X). Kalan 17 izolatın oluşturduğu dokuz PFGE modeli (C-K) üçten fazla bant farkı ve %80’in altında benzerlik göstermiştir. S.Enteritidis suşlarının SpeI enzimi ile kesiminin ardından elde edilen PFGE modellerine ait örnekler Şekil 2’de verilmiştir.
XbaI enzimi ile kesilen S. Enteritidis suşları 8-13 bant içeren 11 farklı PFGE modeli (a-k) oluşturmuştur. Üç ana PFGE modeli a, b ve c, sırasıyla tüm izolatların %43.4, %34.4 ve %9’unda saptanmıştır (Şekil 1, Tablo X). Kalan sekiz PFGE modeli 16 izolattan elde edilmiş; bu modeller arasında üçten fazla bant farkı ve %80’in altında benzerlik gözlenmiştir. PFGE model a ve model b arasındaki genetik benzerlik %91’den fazladır. Bu iki PFGE modeli ile model c arasındaki genetik benzerlik ise %10’dur (Şekil 3). S.Enteritidis suşlarının XbaI enzimi ile kesiminin ardından elde edilen PFGE modellerine ait örnekler Şekil 4’te gösterilmiştir.
İki enzim birlikte değerlendirildiğinde, S.Enteritidis suşlarının 17 farklı PFGE kümesine ayrıldığı görülmüştür (Tablo X). Üç ana küme olan Aa, Ab, Bc’nin tüm izolatlar arasındaki dağılımı sırasıyla %40.9, %34.4 ve %8.1 olarak belirlenmiştir.
TARTIŞMA
Türkiye’de en sık izole edilen Salmonella enterica serotipi S.Enteritidis’dir1,3. Dünyanın pek çok bölgesinde de yaygın olduğundan S.Enteritidis enfeksiyonları küresel bir pandemi olarak kabul edilmektedir13. 1997 yılında Avrupa’da bildirilen tüm insan salmonelloz olgularının %85’i S. Enteritidis kaynaklı iken, bu yüksek seviyeden itibaren insidansın düştüğü gözlenmiştir7. Avrupa’da gıda kaynaklı enfeksiyonların en sık nedeni Salmonella’lardır ve S.Enteritidis de en sık tanımlanan serotiptir2. İngiltere ve İspanya’dan yapılan son çalışmalar S.Enteritidis’in sırasıyla %60 ve %86 insidans ile en sık rastlanan serotip olduğunu göstermiştir. 2000-2002 yılları arasında S.Enteritidis Avrupa’da Enter-net’e bildirilen suşların %53’ünü oluşturmuştur14.
Avrupa’da salgınların incelemesinde, Salmonella serotiplerinde suşların ileri ayırımı (alttiplendirme) gerektiğinde, DNA parmak izi incelemesiyle beraber yapılan Ward ve arkadaşlarının15 yöntemine dayanan faj tiplendirme, uluslararası standart bir yöntem olarak kullanılmaktadır2. Geniş konak çeşitliliğine sahip bir patojen olan S.Enteritidis faj tipleri, çeşitli bölgelerde ve hayvan türlerinde bildirilmiştir13. Erdem ve arkadaşları16 1994 yılında Türkiye’de faj tip 4’e (PT4) ait suşların hakimiyetini göstermişlerdir. Daha sonra Avrupa’da 1998-2003 yılları arasında insan izolatlarına ait faj tiplerinde değişiklik olduğu, PT4’te azalma ve PT8 ile PT21’in yaygınlığında artış olduğu bildirilmiştir5. Plazmid ve kromozom DNA’sının incelenmesine dayanan yöntemler, faj tiplendirmeye ek olarak kullanılmaktadır16,17,18. Geleneksel faj tiplendirme yöntemi zaman alıcıdır, faj süspansiyonlarının devam ettirilmesi güçtür ve belirli referans merkezlerinde uygulanabilmektedir13.
Günümüzde etkenin belli bölgelerde endemik olması nedeniyle, epidemiyolojik sürveyans için duyarlı ve standart yöntemler gereklidir19. Moleküler tiplendirme, Salmonella sürveyansının duyarlılık ve özgüllüğünü büyük ölçüde artırmakta8,20 ve geleneksel sürveyans yöntemleriyle saptanamayacak salgınları belirleme ve halk sağlığı için önemli özel klonları hızla tanımlama olanağı sağlamaktadır13. PPA (plasmid profile analysis), RAPD (randomly amplified polymorphic DNA), IS200 RFLP (restriction fragment length polymorphism), ribotiplendirme ve PFGE muhtemel genetik ilişkileri belirleme ve tanımlamada kullanılan yöntemlerdir21.
Plazmidler, çoğunlukla kovalan olarak kapalı, dairesel yapıda, çift iplikçikli kromozom DNA molekülleridir ve bakteri kromozomundan bağımsız olarak replike olur. Epidemiyolojik amaçlar için uygulanan PPA, suşlardaki plazmid DNA’sının ekstraksiyonundan sonra her bir suşun taşıdığı plazmidlerin sayı ve moleküler ağırlıklarının belirlenmesi temeline dayanır. Çeşitli Salmonella salgınlarının aydınlatılmasını sağlamasına karşın PPA, plazmid taşıyan suşlarla sınırlıdır. S.Enteritidis izolatlarının çoğu çevresel konaklarda devam edebilmesi için önemli olduğu düşünülen 38 MDa’luk serovara özgül virülans plazmidini taşımaktadır. Salmonella serotiplerinin alttiplendirmesinde, suşların plazmid taşımadığı; suşların sadece serotipe özgü plazmid taşıdığı ya da suşların çok azının plazmidi olduğu durumlarda PPA faydalı olamamaktadır16,22.
Çalışmamızda PPA, incelenen 122 S.Enteritidis izolatının 110 (%90)’unun plazmidli izolatlar olduğunu göstermiştir. S. Enteritidis suşlarının çoğunun taşıdığı bilinen 38 MDa’luk serovara özgül virülans plazmidine karşılık gelen büyüklükteki 57 kb’lık plazmidin, çalışmamızda 34 (%27.9) izolatta tek başına (plazmid profili p1) bulunduğu gösterilmiştir (Tablo VIII). Buna karşın incelenen izolatların 14’ten fazla plazmid profiline dağıldıkları belirlenmiştir. Bununla birlikte PFGE modellerinin her zaman tek bir plazmid profiline karşılık gelmediği görülmüştür. Plazmid profillerinden p1 (57 kb) ve p4 (57, 5.8 ve 4.8 kb) ile PFGE kümesi Aa arasında; Edirne’de görülen plazmid profili p2 (57, 40, 3.0 kb) ile PFGE kümesi Ab arasında; ayrıca plazmid profili p3 (57, 40, 6.5, 4.5 kb) ile PFGE kümesi Ab arasında güçlü bir ilişki bulunduğu düşünülmektedir (Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII).
PFGE, ilk tarif edildiği 1983 yılından sonra birçok bakteri için kullanılan moleküler epidemiyolojik yöntemler içinde, suşlar arasındaki genetik ilişkiyi ortaya koymada güvenilir standart bir yöntem haline gelmiştir. PFGE, günümüzde Salmonella serotipleri için de standart bir yöntem olarak kabul edilmektedir14. Bu teknikte, megabaz büyüklüğündeki kromozom DNA’sı, seyrek olarak, aralıklı kesen makrorestriksiyon enzimleriyle kesilmekte; kesilen büyük DNA parçaları, farklı yönlerden elektrik akımı uygulayabilen elektroforez aygıtı ile jel üzerinde yürütüldükten sonra görüntülenebilmektedir12. PFGE, ABD’de ve çeşitli Avrupa ülkelerinde Salmonella salgın araştırmalarında elde edilen bulguları karşılaştırabilmek amacıyla standart protokolle uygulanmaktadır8,14. PFGE’nin XbaI ile kullanımı, Salmonella serotipleri için yaygın olarak kabul görmektedir23,24. Bazı çalışmalarda, kontamine etten insana Salmonella bulaşının gösterilmesi örneğinde olduğu gibi enfeksiyon zinciri PFGE ile doğrulanmıştır7,16.
2001 yılında kurulan uluslararası bir proje olan Avrupa Birliği DG Araştırma-Fonu girişimi Salm-gene tarafından, PFGE modellerinin (paternlerinin) gerçek zamanlı olarak onaylanması ve ileri sürveyans için kriterlerin belirlenmesi amacıyla, dokuz Avrupa ülkesindeki insan izolatlarından elde edilen PFGE modellerine ait taranabilir bir veri bankası geliştirilmiştir. En sık rastlanan PFGE modelleri olan SENTXB.0001 (%56), SENTXB.0002 (%16) ve SENTXB.0005 (9.5%) veri bankasına gönderilen tüm S. Enteritidis izolatlarının neredeyse %82’sini oluşturmaktadır. Peters ve arkadaşlarına2 göre, PFGE modellerinin yüksek derecede benzerliği ve dağılımının ortaya koyduğu bu veriler, S.Enteritidis’in klonal yapısını vurgulamaktadır2. Bu bulgu, tüm hayvan ve insan izolatlarının %64’ünün tek bir PFGE modelinde toplandığının belirlendiği diğer bir çalışma ile uyumlu bulunmaktadır25. Çalışmamızda da, Salm-gene projesinde görüldüğü gibi S.Enteritidis izolatlarının belirli PFGE kümelerinde (Aa ve Ab) toplanması (Tablo X), bu izolatlarının klonal olduğunu düşündüren verilerle uyumludur.
Çeşitli çalışmalar, PFGE’de BlnI gibi ikinci bir enzim veya birden fazla teknik kullanıldığında S.Enteritidis izolatlarının daha fazla ayırt edilebildiğini göstermiştir2,26. PFGE’de ikinci bir kesim enziminin kullanılması, belli serotiplerde ve S.Enteritidis’in PT4 gibi hakim faj tiplerinin ayırt edilmesinde faydalı görülmektedir2. Çalışmamızda da, S.Enteritidis klinik izolatlarının tiplendirilmesinde iki kesim enziminin kullanılmasının, tek bir enzimin kullanılmasına göre biraz daha ayırt edici olduğu görülmüştür. Çalışmamızda SpeI ve XbaI enzimlerinin her biri ile 11 PFGE modeli; her iki enzim birlikte değerlendirildiğinde ise 17 farklı PFGE kümesi elde edilmiştir. SpeI enzimi ile 11 farklı model arasında bir model (A) esas olarak hakimken (93 izolat; %76.2); XbaI enzimi ile elde edilen bantların dendogramında %91’den fazla genetik benzerliğe (muhtemel ilişkili) sahip olduğu belirlenen iki modelin (a ve b) hakim olduğu görülmüştür (sırasıyla; 53 izolat, %43.4 ve 42 izolat, %34.4). Her iki enzim birlikte değerlendirildiğinde ise 17 farklı PFGE kümesi içinde iki kümenin (Aa ve Ab) hakim olduğu ortaya çıkmıştır (sırasıyla; 50 izolat, %40.9 ve 42 izolat, %34.4) (Tablo X).
Çalışmamızda, 2000 yılında Edirne yakınlarındaki askeri birlikte meydana gelen gıda kaynaklı salgından elde edilen, antibiyotiklere duyarlı 13 izolatın tümünün benzer plazmid profilini (p2) gösteren ve biri dışında benzer PFGE kümesine (Ab) ait olan izolatlar olduğu görülmüştür. Çalışmada elde edilen bu moleküler bulgular, PFGE kümesi Bj’ye ait suşun (suş no. 10) gerçek bir salgın izolatı olmadığını, izole edildiği olgunun aynı yerde, aynı zaman diliminde benzer semptomları göstermesinden dolayı izolatın salgın şüpheli suşlara dahil edildiğini göstermiştir. Bu bulgular, S.Enteritidis’e ait salgın suşlarının ayırt edilmesinde, PPA ve PFGE’nin yararlı olduğunu göstermiştir (Tablo I).
Türkiye’de izole edilen suşların incelendiği bir çalışmada, 2001-2004 yılları arasında toplanan ve genetik olarak benzer olmayan 26 S.Enteritidis suşunun %92’sinin aynı plazmidi (38 MDa) taşıdığı görülürken, XbaI enzimi ile kesimin ardından tip I, II, III ve IV olmak üzere dört PFGE kümesi elde edilmiştir21. Rivoal ve arkadaşlarının7 çalışmasında, üç örnekleme periyodu boyunca üç farklı yumurta fabrikasından toplanan 144 sıvı yumurta örneğinden elde edilen S. Enteritidis izolatları, genomik DNA’nın XbaI ve SpeI enzimleri ile kesimini takiben PFGE ile tiplendirilmiş ve S. Enteritidis’in klonal yapıda olduğunu doğrulayacak şekilde benzerlik oranları yüksek olan (%88) üç küme belirlenmiştir. Bu durum pek çok çalışmada da gösterilmiştir27,28,29,30,31. Pang ve arkadaşları32,33 Tayvan ve Almanya’da S.Enteritidis insan izolatlarına ait genomların 13 yıl boyunca (1991-2002) çok iyi korunduğu sonucuna varmışlardır. Murase ve arkadaşları34 ise, Salmonella serotiplerinin PFGE alt tiplendirmesinde iki makrorestriksiyon enzimiyle yapılan incelemenin daha ayırt edici olduğunu göstermişlerdir. Çalışmamızda da, iki enzimi (SpeI ve XbaI) bir arada değerlendirdiğimizde daha fazla sayıda PFGE kümeleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca benzer direnç modeli gösteren S.Enteritidis suşlarının, PPA ve iki enzimli PFGE ile kolayca ayrılabildiği görülmüştür (Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII). Yapılan çalışmalarda, farklı kaynaklardan elde edilen S.Enteritidis izolatlarının alttiplendirilmesinde PPA ve PFGE’nin faydalı yöntemler olduğu rapor edilmektedir13,33. Çalışmamızda, sırasıyla tüm izolatların %40.9, %34.4 ve %8.1’ini oluşturan Aa, Ab ve Bc kümelerindeki S.Enteritidis izolatları, antibiyotik direnç modelleri ve plazmid profilleri açısından farklı bulunmuştur (Tablo I, II, III, IV, V, VI, VII). Direnç modelleri ve genotipler arasında ilişki saptanmazken, antibiyotiklere çoklu direnç gösteren izolatların farklı PFGE kümelerine ve farklı plazmid profillerine dağıldığı belirlenmiştir.
Sunulan bu çalışma, SpeI ve XbaI enzimleri ile uygulanan PFGE’nin, PPA ile birlikte değerlendirildiğinde, benzer direnç fenotipine sahip izolatların ayırt edilmesinde ve farklı direnç modellerine sahip izolatlar arasındaki genetik ilişkiyi saptamada yararlı olduğunu; iki enzimle elde edilen modellerin birlikte değerlendirilmesiyle, PFGE yönteminin S.Enteritidis için ayırt ediciliğinin arttığını göstermektedir. Ayrıca bulgularımız, Türkiye’de dolaşımdaki S.Enteritidis izolatlarının çoğunluğunun benzer PFGE modelleri gösteren suşlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu bulgular, S.Enteritidis suşlarının klonal yapısını doğrular niteliktedir. S.Enteritidis izolatlarının incelenmesinde SpeI ve XbaI enzimleri ile yapılan PFGE, plazmid profilleri ile beraber ele alındığında ayırt ediciliği yüksek, güvenilir bir yöntem olarak değerlendirilmekle birlikte, S.Enteritidis suşlarının moleküler epidemiyolojisi ile ilgili bilgilerin güncellenmesi için sürekli yeni çalışmaların yapılması gereklidir.
TEŞEKKÜR
Çalışmada izolatları sağlayan öğretim üyelerine [A.D. Aysev, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi (ÜTF); G. Hasçelik, D. Gür ve S. Ercis, Hacettepe ÜTF; S. Gedikoğlu, Uludağ ÜTF; B. Sümerkan ve D. Eşel, Erciyes ÜTF; İ. Tuncer, Selçuk ÜTF; M. Tuğrul ve M. Tatman-Otkun, Trakya ÜTF; A. Tünger, Ege ÜTF; Y. Akgün, Osmangazi ÜTF; M. Gültekin, Akdeniz ÜTF; İ. Köksal, Karadeniz Teknik ÜTF; G. Söyletir, Marmara ÜTF] ve kontrol suşlarını [Salmonella Braenderup (H9812), E.coli (V517), Salmonella Typhimurium (020255-Ankara) ve Salmonella Enteritidis (006956-Ankara)] sağlayan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Bölümünden B. Esen ve B. Levent’e teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Dr. Ebru Us,
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
06100 Sıhhiye, Ankara, Türkiye.
Tel (Phone): +90 312 508 3179,
E-posta (E-mail): Ebru.Us@medicine.ankara.edu.tr